Vâkıa Sûresi 27-40. Ayet Tefsiri


27-40 / 96


Vâkıa Sûresi Hakkında

Vâkıa sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 âyettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki اَلْوَاقِعَةُ  (vâkıa) kelimesinden alır. Mushaftaki sıralamada 56, iniş sırasına göre 46. suredir.

Vâkıa Sûresi Konusu

Kıyâmetin kopuşuyla beraber insanların, sâbikûn, ashâb-ı meymene ve ashâb-ı meş’eme olmak üzere üç gruba ayrılacağı ve bunların âhirette karşılaşacakları iyi ya da kötü neticeler dikkat çekici bir üslup ve tablolarla haber verilir. Allah Teâlâ’nın bunları yapabilecek kudrete sahip olduğunun açık delilleri bildirilir. Kur’an’ın belli vasıfları ve büyük bir nimet olduğu hatırlatıldıktan sonra, kaçınılmaz ölüm gerçeği akılları susturacak ve hisleri donduracak dehşetli yönleriyle dikkatlere sunulur. Başta bahsedilen üç grubun âkıbeti tekrar hülâsa edilerek sûre nihâyete erer.

Vâkıa Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada elli altıncı, iniş sırasına göre kırk altıncı sûredir. Tâhâ sûresinden sonra, Şuarâ sûresinden önce Mekke’de nâzil olmuştur. Sadece 81-82. âyetlerinin Medine’de indiği rivayet edilmiştir; fakat bunların önceki ve sonraki âyetlerle konu ve üslûp açısından bir bütün oluşturması bu rivayetin gerçekliğinde tereddüt uyandırmaktadır (Derveze, III, 100). İbn Atıyye de bu sûredeki bazı âyetlerin Medine’de veya bir sefer sırasında indiğine dair rivayetlerin sağlam olmadığını belirtir (V, 238).

Vâkıa Sûresi Fazileti

Abdullah b. Mesud (r.a.)’ı ölüm hastalığında ziyaret eden Hz. Osman:

“- Sana beytülmalden bir bağışta bulunulmasını emredeyim mi?” diye sorar. İbn Mesud buna ihtiyacı olmadığını söyler. Osman (r.a.):

“- Senden sonra hiç olmazsa kızlarına kalır” deyince İbn Mesud (r.a.):

“- Sen kızlarımı merak etme. Ben onlara her gece Vâkıa sûresini okumalarını öğrettim. Zira ben Resûlullah (s.a.s.)’in «Her kim her gece Vâkıa sûresini okursa ona fakirlik dokunmaz» buyurduğunu işitmiştim” der. (İbn Hanbel, Fedâilü’s-Sahâbe, II, 726)

وَاَصْحَابُ الْيَم۪ينِ مَٓا اَصْحَابُ الْيَم۪ينِۜ ﴿٢٧﴾
ف۪ي سِدْرٍ مَخْضُودٍۙ ﴿٢٨﴾
وَطَلْحٍ مَنْضُودٍۙ ﴿٢٩﴾
وَظِلٍّ مَمْدُودٍۙ ﴿٣٠﴾
وَمَٓاءٍ مَسْكُوبٍۙ ﴿٣١﴾
وَفَاكِهَةٍ كَث۪يرَةٍۙ ﴿٣٢﴾
لَا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍۙ ﴿٣٣﴾
وَفُرُشٍ مَرْفُوعَةٍۜ ﴿٣٤﴾
اِنَّٓا اَنْشَأْنَاهُنَّ اِنْشَٓاءًۙ ﴿٣٥﴾
فَجَعَلْنَاهُنَّ اَبْكَارًاۙ ﴿٣٦﴾
عُرُبًا اَتْرَابًاۙ ﴿٣٧﴾
لِاَصْحَابِ الْيَم۪ينِۜ۟ ﴿٣٨﴾
ثُلَّةٌ مِنَ الْاَوَّل۪ينَۙ ﴿٣٩﴾
وَثُلَّةٌ مِنَ الْاٰخِر۪ينَۜ ﴿٤٠﴾
Karşılaştır 27: O “ashâb-ı yemîn” ki, ne uğurlu ne mutlu insanlardır o “ashâ­b-ı yemin!”
Karşılaştır 28: Onlar dikensiz, dalbastı kirazlar,
Karşılaştır 29: Dolgun salkımlı muzlar,
Karşılaştır 30: Uzayıp yayılmış gölgeler,
Karşılaştır 31: Çağlayarak akan sular,
Karşılaştır 32: Bol bol meyveler arasında yaşarlar.
Karşılaştır 33: Ki o nimetler ne eksilip tükenir, ne de onlardan esirgenir.
Karşılaştır 34: Kabartılmış yüksek döşekler üzerine eşleriyle birlikte yasla­nırlar.
Karşılaştır 35: Şüphesiz biz cennet kadınlarını yepyeni bir yaratılışla yarat­tık.
Karşılaştır 36: Onları dâimî bâkireler kıldık.
Karşılaştır 37: Eşlerine karşı sevgi dolu, âşık ve hep aynı yaşta.
Karşılaştır 38: Bütün bunlar, “ashâb-ı yemîn” içindir.
Karşılaştır 39: Onların birçoğu öncekilerdendir;
Karşılaştır 40: Birçoğu da sonrakilerden!

TEFSİR:

Ashâb-ı yemîn denilen uğurlu, bahtlı mü’minlere verilecek nimetler de şöyle sıralanır:

    اَلسِّدْرُ (sidr), Arabistan kirazı, مَخْضُودٌ  (mahdûd), dikenleri silinmiş, düzeltilmiş veya meyvesinin çokluğundan dolayı dalları basıp eğilmiş demektir. Buna göre cennetliklere hem dikenleri silinmiş, hem de dalları kirazlarla aşağıya eğilmiş Arabistan kirazı ikram edilecektir. Bunun yanında baştan aşağı meyve istifli muzlar vardır.

    Uzanmış, yayılmış, güneşin ortadan kaldıramadığı gölgeler; yüksekten durmadan dökülen akarsular, çağlayanlar; hiçbir zaman kesilmeyen, tükenmeyen, almak isteyenlere engel olunmayan, hiçbir şekilde yenmesi yasaklanmayan her türlüsünden bol bol meyveler.

    Eşlerine çok düşkün, aşk ve muhabbetle bağlı, hoşgörülü, iyi huylu, hep bir yaşta bâkire cennet hanımları. Burada bahsedilen hanımlar, iman ve sâlih amelleri dolayısıyla cenneti hak etmiş kadınlardır. Bu kadınlar, dünyada ne kadar yaşlanmış olursa olsunlar Allah onları gençleştirecek; cennete genç, güzel ve bâkire olarak gireceklerdir. Eğer kocaları cenneti hak etmiş mü’minler ise cennette onlarla birlikte olacaklardır. Şayet mü’min değillerse,  bu mü’mine kadınları cenneti hak etmiş başka mü’min erkeklerle evlendirecektir.

Nitekim Ümmü Seleme (r.a.) bu kadınların kim olduğunu sorunca Resûlullah (s.a.s.):

“Bunlar dünya hayatında oldukça yaşlı, saçları ağarmış, gözleri aydınlıkta bile iyi seçemeyen, gözleri çapaklı kadınlardır. Allah Teâlâ yaşlı hallerinden sonra onları olgunlukları itibariyle aynı zamanda doğmuş ve birbirlerine yaşıt kadınlar olarak yaratacaktır” buyurmuştur. (Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, VI, 119)

Ashâb-ı şimâle gelince:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-109-ayeti-ne-anlatiyor-194874.jpg
Maide Suresinin 109. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: يَوْمَ يَجْمَعُ اللّٰهُ الرُّسُلَ فَيَقُولُ مَاذَٓا اُجِبْتُمْۜ قَالُوا لَا عِلْمَ لَنَاۜ اِنَّكَ اَنْتَ عَلَّامُ الْغُيُو ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-105-ayeti-ne-anlatiyor-194854-m.jpg
Maide Suresinin 105. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا عَلَيْكُمْ اَنْفُسَكُمْۚ لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا اهْتَدَيْتُمْۜ اِلَى اللّٰهِ مَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-100-ayeti-ne-anlatiyor-194841-m.jpg
Maide Suresinin 100. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ لَا يَسْتَوِي الْخَب۪يثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ اَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَب۪يثِۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْب ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/maide-suresinin-90-ayeti-ne-anlatiyor-194828.jpg
Maide Suresinin 90. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْاَنْصَابُ وَالْاَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/nisa-suresi-100-ayet-ne-anlatiyor-ve-inis-sebebi-nedir-194825-m.jpg
Nisa Suresi 100. Ayet Ne Anlatıyor ve İniş Sebebi Nedir?

Nisâ sûresi Medine’de nâzil olmuştur, 176 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen ve “kadınlar” mânasına gelen اَلنِّسَاءُ (Nisâ) kelimesinden alır. A ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/03/hucurat-suresinin-tefsiri-194812-m.jpg
Hucurât Suresinin Tefsiri

Hucurât sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 4. âyette geçen ve “odalar” mânasına gelen اَلْحُجُرَاتُ (hucurât) kelimesinden alır. Bu ...