Vâkıa Sûresi 63-67. Ayet Tefsiri


63-67 / 96


Vâkıa Sûresi Hakkında

Vâkıa sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 âyettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki اَلْوَاقِعَةُ  (vâkıa) kelimesinden alır. Mushaftaki sıralamada 56, iniş sırasına göre 46. suredir.

Vâkıa Sûresi Konusu

Kıyâmetin kopuşuyla beraber insanların, sâbikûn, ashâb-ı meymene ve ashâb-ı meş’eme olmak üzere üç gruba ayrılacağı ve bunların âhirette karşılaşacakları iyi ya da kötü neticeler dikkat çekici bir üslup ve tablolarla haber verilir. Allah Teâlâ’nın bunları yapabilecek kudrete sahip olduğunun açık delilleri bildirilir. Kur’an’ın belli vasıfları ve büyük bir nimet olduğu hatırlatıldıktan sonra, kaçınılmaz ölüm gerçeği akılları susturacak ve hisleri donduracak dehşetli yönleriyle dikkatlere sunulur. Başta bahsedilen üç grubun âkıbeti tekrar hülâsa edilerek sûre nihâyete erer.

Vâkıa Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada elli altıncı, iniş sırasına göre kırk altıncı sûredir. Tâhâ sûresinden sonra, Şuarâ sûresinden önce Mekke’de nâzil olmuştur. Sadece 81-82. âyetlerinin Medine’de indiği rivayet edilmiştir; fakat bunların önceki ve sonraki âyetlerle konu ve üslûp açısından bir bütün oluşturması bu rivayetin gerçekliğinde tereddüt uyandırmaktadır (Derveze, III, 100). İbn Atıyye de bu sûredeki bazı âyetlerin Medine’de veya bir sefer sırasında indiğine dair rivayetlerin sağlam olmadığını belirtir (V, 238).

Vâkıa Sûresi Fazileti

Abdullah b. Mesud (r.a.)’ı ölüm hastalığında ziyaret eden Hz. Osman:

“- Sana beytülmalden bir bağışta bulunulmasını emredeyim mi?” diye sorar. İbn Mesud buna ihtiyacı olmadığını söyler. Osman (r.a.):

“- Senden sonra hiç olmazsa kızlarına kalır” deyince İbn Mesud (r.a.):

“- Sen kızlarımı merak etme. Ben onlara her gece Vâkıa sûresini okumalarını öğrettim. Zira ben Resûlullah (s.a.s.)’in «Her kim her gece Vâkıa sûresini okursa ona fakirlik dokunmaz» buyurduğunu işitmiştim” der. (İbn Hanbel, Fedâilü’s-Sahâbe, II, 726)

اَفَرَاَيْتُمْ مَا تَحْرُثُونَۜ ﴿٦٣﴾
ءَاَنْتُمْ تَزْرَعُونَهُٓ اَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ ﴿٦٤﴾
لَوْ نَشَٓاءُ لَجَعَلْنَاهُ حُطَامًا فَظَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ ﴿٦٥﴾
اِنَّا لَمُغْرَمُونَۙ ﴿٦٦﴾
بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ ﴿٦٧﴾
Karşılaştır 63: Toprağa ektiğiniz tohumu hiç düşünmez misiniz?
Karşılaştır 64: Acaba o ekinleri yeşertip büyüten siz misiniz; yoksa onu yetiştiren biz miyiz?
Karşılaştır 65: Dileseydik hepsini daha olgunlaşmadan kurumuş çerçöp hâline getirirdik de şaşırıp kalırdınız:
Karşılaştır 66: “Eyvâh, emeklerimiz boşa gitti, çok zarara uğradık.”
Karşılaştır 67: “Bundan da öte, biz her türlü rızıktan büsbütün mahrum kaldık!” diye feryat ederdiniz.

TEFSİR:

İkinci delil, toprağa ektiğimiz ve hayatımızın devamı için son derece ehemmiyet arz eden tohumlardır. Onları çatlatan, filizlendirip toprak üstüne çıkaran, büyütüp geliştiren, yetiştiren bizler değil, şüphesiz Allah’tır. Nasıl ki o cansız tohumları adeta kabre benzeyen topraktaki yerlerinden canlandırıp çıkartıyorsa, aynı şekilde ölmüş insanlara ruh üfleyip yattıkları kabirlerden mahşer yerine öylece çıkaracaktır. Diğer taraftan o yetişmiş, tarlaları doldurmuş ekinleri Cenâb-ı Hak bir afet gönderip kurutsa, çer çöp haline getirecek olsa, buna da kimsenin engel olması mümkün değildir. Nitekim dünyamızda bunun misallerini devamlı müşahede etmek mümkündür. Böyle bir durum karşısında insanın yapacağı, sonsuz bir acizlik ve çaresizlik içinde, “eyvah masraflarımız, emeklerimiz boşa gitti, mahvolduk, perişan olduk, borçlar altında ezildik. Hayır hayır, bilakis biz bütünüyle mahrum kaldık” şeklinde geveleyip, yakınıp, mızıklayıp durmaktır. Çünkü başka bir şeye gücü yetecek hali yoktur. Bu da Allah’ın yüce kudretini ve ölüleri diriltmek dâhil istediği her şeyi yapabileceğini gösteren büyük bir delildir.

Bir diğer kudret tecellisi ise sudur:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/07/nur-suresinin-51-ayeti-ne-anlatiyor-199712-m.jpg
Nûr Suresinin 51. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/07/nur-suresinin-41-ayeti-ne-anlatiyor-199699-m.jpg
Nûr Suresinin 41. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresinin-33-ayeti-ne-anlatiyor-199685-m.jpg
Nûr Suresinin 33. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/tahrim-suresinin-tefsiri-199665-m.jpg
Tahrim Sûresinin Tefsiri

Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresi-30-31-ayetler-ne-anlatiyor-199652-m.jpg
Nûr Suresi 30-31. Ayetler Ne Anlatıyor?

Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/kurana-gore-evliya-kimdir-199651-m.jpg
Kuran'a Göre Evliya Kimdir?

"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...