# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ عُقْبَى الَّذ۪ينَ اتَّقَوْاۗ وَعُقْبَى الْكَافِر۪ينَ النَّارُ | |
Türkçe Okunuşu * | Meśelu-lcenneti-lletî vu’ide-lmuttekûn(e)(s) tecrî min tahtihâ-l-enhâr(u)(s) ukuluhâ dâ-imun vezilluhâ(c) tilke ‘ukbâ-lleżîne-ttekav ve’ukbâ-lkâfirîne-nnâr(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah’a karşı gelmekten sakınan ve saygı dolu bir gönülle O’nun istediği gibi kulluk yapanlara va‘dedilen cennetin misâli şöyledir: Ağaçlarının arasından ve köşklerinin altından ırmaklar akar, yiyecekleri de, gölgesi de devamlıdır. İşte Rabbinden korkup günahlardan sakınanların mutlu sonu budur. Kâfirlerin âkıbeti ise ateştir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Takvâ sahiplerine vâdolunan cennetin özelliği (şudur): Onun zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte bu, (kötülüklerden) sakınanların (mutlu) sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateştir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Allah'a karşı gelmekten sakınanlara vadedilen cennetin altından ırmaklar akar; oranın yiyecekleri ve gölgeleri devamlıdır. Bu, sakınanların elde edeceği sonuçtur, inkarcıların varacağı sonuç ise ateştir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Allah’a karşı gelmekten sakınanlara va’dolunan cennetin durumu şudur: Onun içinden ırmaklar akar, yemişleri ve gölgeleri devamlıdır. İşte bu, Allah’a karşı gelmekten sakınanların sonudur. İnkâr edenlerin sonu ise ateştir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Müttakilere vaad olunan cennetin misali şöyledir: Altından ırmaklar akar durur, yemişleri süreklidir, gölgeleri de. İşte bu, takva yolunu tutanların akıbetidir. Kâfirlerin akıbeti de ateştir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Müttekilere va'dolunan Cennetin temsili; altından ırmaklar akar, yemişleri daim, sayesi de, bu işte takva yolunu tutanların ukbası, kâfirlerin ukbası ise ateş |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Takvaa saahiblerine va'd edilen cennetin sıfatı (şudur): Altından ırmaklar akar onun. Yemişleri ve gölgeleri dâimdir. İşte (fenâlıkdan) sakınanların (mes'ud) aakıbeti! Kâfirlerin sonucu ise ateşdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Takvâ sâhiblerine va'd olunan Cennetin misâli (şöyledir): Altından ırmaklar akar! Meyveleri devamlıdır, gölgesi de! İşte (günahlardan) sakınanların âkıbeti budur! Kâfirlerin âkıbeti ise ateştir! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Takva sahiblerine vaad olunan cennetin hâli şöyle: (ağaçları) altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgesi devamlıdır. İşte bu, Allah'dan korkup sakınanların akıbeti!...Kâfirlerin akıbeti ise ateştir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muttakîlere vaadolunmuş olan cennetin vasfı, onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgeleri daimidir. İşte o, (cennet) ittikada bulunanların akıbetidir. Ve kâfirlerin akıbeti de ateştir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Takvâ sahiplerine vaad edilen Cennetin hali şöyledir: Onun altından ırmaklar akar. Yiyecekleri de, gölgesi de süreklidir. Allah'a karşı gelmekten sakınanların âkıbeti işte böyledir. Kâfirlerin sonu ise ateştir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | The parable of the Garden which the righteous are promised!- beneath it flow rivers: perpetual is the enjoyment thereof and the shade therein: such is the end of the Righteous; and the end of Unbelievers in the Fire. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Ra'd Sûresi 35. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...
Enbiya suresinin 37. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 37. Ayet Arapça: خُلِقَ الْاِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍۜ سَاُر۪يكُمْ اٰيَات۪ي فَلَا تَسْتَعْجِ ...
Saff sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 14 âyettir. İsmini, 4. ayetinde geçen صَفًّا (saffen) kelimesinden alır. Sûrenin “İsa” ve اَلْحَوَارِيُّونَ (Hav ...