# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَلَّذ۪ينَ يُوفُونَ بِعَهْدِ اللّٰهِ وَلَا يَنْقُضُونَ الْم۪يثَاقَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Elleżîne yûfûne bi’ahdi(A)llâhi velâ yenkudûne-lmîśâk(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar, Allah’a verdikleri sözü kesinlikle yerine getirirler; verdikleri sözden dönmezler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar, Allah'ın ahdini yerine getirenler ve verdikleri sözü bozmayanlardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlar, Allah'ın ahdini yerine getirirler, anlaşmayı bozmazlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar, Allah’a verdikleri sözü yerine getiren ve sözleşmeyi bozmayanlardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar ki, Allah'ın ahdini yerine getirirler ve antlaşmayı bozmazlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onlar ki Allahın ahdine vefâ ederler ve misâki bozmazlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onlar ki Allahın ahdini yerine getirirler, mîsâkı bozmazlar, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Onlar ki, Allah'ın ahdini yerine getirirler ve (verdikleri) sözü bozmazlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar ki, Allah'ın tevhîd ahdini yerine getirirler, verdikleri sözü bozmazlar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onlar ki, Allah Teâlâ'nın ahdini yerine getirirler ve misakı bozmazlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar Allah'ın ahdini yerine getirirler ve antlaşmayı bozmazlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Those who fulfil the covenant of Allah and fail not in their plighted word; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Ra'd Sûresi 20. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...