# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ اَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne-lleżîne âmenû ve ’amilû-ssâlihâti lehum ecrun ġayru memnûn(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İman edip sâlih ameller işleyenler için ise, ardı arkası kesilmeyecek bir mükâfat vardır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şüphesiz iman edip iyi iş yapanlar için tükenmeyen bir mükâfat vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu inanıp yararlı iş işleyenlere, onlara kesintisiz bir ecir vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz iman edip salih ameller işleyenler için ise kesintisiz bir mükâfat vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphesiz ki, iman edip, salih amel işleyenler için de bitmez tükenmez bir mükafat vardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şübhesiz iyman edip iyi iyi işler yapanlar onlar için minnetsiz bir ecir var |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hakıykat, îman edib de iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunanlar (yok mu?) Onlar için başa kakılmayan (yahud: tükenmeyen) mükâfat vardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Îmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, onlar için (arkası) kesilmez (ve minnetsiz)bir mükâfât vardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Muhakkak ki iman edip de salih ameller işliyenler için kesilmiyen bir mükâfat var. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Şüphe yok o kimseler ki, imân etmişlerdir ve sâlih sâlih amellerde bulunmuşlardır, onlar için minnetsiz bir mükâfaat vardır.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | İman edip güzel işler yapanlar için ise, ardı arkası kesilmeyecek bir ödül vardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | For those who believe and work deeds of righteousness is a reward that will never fail. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Fussilet Sûresi 8. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İsra suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 44. Ayet Arapça: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ ...
İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...
İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...
Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır. Mushaf t ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...
İsra suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 1. Ayet Arapça: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِ ...