# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَذٰلِكُمْ ظَنُّكُمُ الَّذ۪ي ظَنَنْتُمْ بِرَبِّكُمْ اَرْدٰيكُمْ فَاَصْبَحْتُمْ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve żâlikum zannukumu-lleżî zanentum birabbikum ardâkum feasbahtum mine-lḣâsirîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İşte Rabbiniz hakkındaki bu yanlış düşünceniz, sizi helâke sürükledi de hüsrâna uğrayanlardan oldunuz! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Rabbiniz hakkında beslediğiniz zan var ya, işte sizi o mahvetti ve ziyana uğrayanlardan oldunuz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İşte Rabbinizi böyle sanmanız sizi mahvetti de hüsrana uğrayanlardan oldunuz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “İşte bu sizin, Rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınızdır. O, sizi mahvetti de ziyâna uğrayanlardan oldunuz.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınız sizi helak etti de zarara uğrayanlardan oldunuz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İşte rabbınıza beslediğiniz o zannınız sizi helâke sürükledi de husrana düşenlerden oldunuz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Rabbinize karşı beslediğiniz şu zannınız (yok mu?) işte sizi o helak etdi. Bu yüzden hüsrana düşenlerden oldunuz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İşte Rabbinize karşı beslediğiniz bu zannınız sizi helâk etti, bu yüzden hüsrâna uğrayanlardan oldunuz. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte Rabbinize karşı beslediğiniz bu zannınız, sizi helâke düşürdü ve ziyana uğrayanlardan oldunuz.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve işte sizin o zannınızdır ki, Rabbinize karşı zannetmiş olmanız, sizi helâke düşürdü. Artık hüsrâna uğrayanlardan oldunuz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İşte, Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınızdır ki, sizi helâke sürükledi de böyle hüsrana düştünüz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "But this thought of yours which ye did entertain concerning your Lord, hath brought you to destruction, and (now) have ye become of those utterly lost!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Fussilet Sûresi 23. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...