# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ذٰلِكَ عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ الْعَز۪يزُ الرَّح۪يمُۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Żâlike ‘âlimu-lġaybi ve-şşehâdeti-l’azîzu-rrahîm(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İşte bu, duyuların ötesinde kalanı da duyuların algı sahasına gireni de bilen, kudreti dâimâ üstün gelen, engin rahmeti her şeyi kuşatmış olan Allah’tır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte, görülmeyeni de görüleni de bilen, mutlak galip ve merhamet sahibi O'dur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | O, görülmeyeni de görüleni de bilendir, güçlüdür, merhametlidir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İşte Allah, gaybı da görünen âlemi de bilendir, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte görüleni de görülmeyeni de bilen, her şeye gücü yeten, çok merhametli olan O'dur. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Odur işte gaybi de şehadeti de bilen, azîz rahîm |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte görünmeyeni de, görüneni de bilen, yegâne gaalib olan, (ehl-i tâatini) çok esirgeyen (Haalik-ı müdebbir) budur. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İşte O, gaybı ve şehâdeti (görünmeyeni ve görüneni) bilen, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Rahîm (çok merhametli olan)dır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte budur, gaibi (insanların göremediklerini) ve hazırı (insanların gördüklerini) bilen Azîz, Rahîm... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İşte O'dur, görünmeyeni de görüneni de bilen, izzetli, merhametli olan. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İşte bu, görüneni de, görünmeyeni de bilen, kudreti herşeye üstün olan, rahmeti herşeyi kuşatan Allah'tır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Such is He, the Knower of all things, hidden and open, the Exalted (in power), the Merciful;- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Secde Sûresi 6. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...