# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ وَانْتَظِرْ اِنَّهُمْ مُنْتَظِرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Fea’rid ‘anhum ventazir innehum muntazirûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Sen şimdi onları kendi hallerine bırak ve neticenin ortaya çıkmasını bekle. Zâten onlar da bunu beklemektedirler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Artık sen onları bırak ve bekle. Zaten onlar da beklemektedirler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onları bırak, bekle; zaten onlar da senin akıbetini beklemektedirler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şimdi sen onlardan yüz çevir ve bekle. Şüphesiz onlar da bekliyorlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şimdi sen onlardan yüz çevir de gözet. Çünkü onlar da gözetmektedirler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şimdi onlardan yüz çevir de gözet, çünkü onlar gözetiyorlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Artık onlardan yüz çevir, (inecek azâblarını) bekle. Çünkü onlar bekleyicidirler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Artık onlardan yüz çevir ve (onlara gelecek olan azâbı) bekle! Zâten onlar da bekleyicidirler! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Şimdi o kâfirlerden yüz çevir de (kendilerine inecek azabı) gözet; çünkü onlar (senin helâkini) bekleyip duruyorlar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık onlardan yüz çevir ve bekle. Şüphe yok ki, onlar da bekleyicilerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sen onları kendi haline bırak ve bekleyedur; onlar da bekliyorlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So turn away from them, and wait: they too are waiting. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Secde Sûresi 30. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ يَا قَوْمِ اَرَاَيْتُمْ اِنْ كُنْتُ عَلٰى بَيِّنَةٍ مِنْ رَبّ۪ي وَرَزَقَن۪ي مِنْهُ رِزْقًا حَسَنًاۜ وَمَٓا اُر۪يدُ ا ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَلَمَّا ذَهَبَ عَنْ اِبْرٰه۪يمَ الرَّوْعُ وَجَٓاءَتْهُ الْبُشْرٰى يُجَادِلُنَا ف۪ي قَوْمِ لُوطٍۜ İbrahim cidden ağır ba ...
Her vesileyle kullarını hayra teşvik eden Rabbimiz, kullarına iyiliği öğretmek üzere şöyle buyuruyor: KUR’AN’IN ÖZETİ SAYILAN AYET-İ KERİME “İyilik, ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَخَذَ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَاَصْبَحُوا ف۪ي دِيَارِهِمْ جَاثِم۪ينَۙ كَاَنْ لَمْ يَغْنَوْا ف۪يهَاۜ اَلَٓا اِنّ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنّ۪ي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ رَبّ۪ي وَرَبِّكُمْۜ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَاۜ اِنَّ رَبّ۪ي عَ ...
Rahmân sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 78 âyettir. İsmini 1. âyette geçen Allah Teâlâ’nın اَلرَّحْمٰنُ (Rahmân) ism-i şerîfinden alır. Bu isim, sûren ...