# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَفَمَنْ كَانَ مُؤْمِنًا كَمَنْ كَانَ فَاسِقًاۜ لَا يَسْتَوُ۫نَ | |
Türkçe Okunuşu * | Efemen kâne mu/minen kemen kâne fâsikâ(an)(c) lâ yestevûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Öyle ya, mü’min olan bir kimse, yoldan çıkmış olan biriyle hiç eşit tutulabilir mi? Elbette bunlar eşit olamaz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Öyle ya, mümin olan, yoldan çıkmış kimse gibi midir? Bunlar elbette bir olamazlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İnanan kimse yoldan çıkmış kimseye benzer mi? Bunlar bir olamazlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hiç mü’min, fasık gibi olur mu? Bunlar (elbette) eşit olmazlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Öyle ya iman eden kimse, fâsık olan gibi olur mu? Onlar eşit olamazlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Öyle ya, mü'min olan fasık olan gibi olur mu? Onlar müsavi olmazlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Öyle ya, mü'min olan kimse, îmandan haaric kişi gibi midir? Onlar (hiçbir zaman) müsâvî olmazlar. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hiç mü'min olan bir kimse, fâsık olan (kâfir) bir kimse gibi olur mu? (Elbette bunlar) bir olmazlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Öyle ya! Mümin olan, hiç fâsık (kâfir) olan gibi olur mu? Onlar, müsavi olmazlar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Evet. Hiç mü'min olan kimse, fâsık olan kimse gibi midir? (Elbette ki müsavî olmazlar.) |
11. | Ümit Şimşek Meali | Mü'min olan kimse, yoldan çıkmış olana benzer mi hiç? Onlar bir olmazlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Is then the man who believes no better than the man who is rebellious and wicked? Not equal are they. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Secde Sûresi 18. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...