# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰيهُۚ بَلْ هُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ لِتُنْذِرَ قَوْمًا مَٓا اَتٰيهُمْ مِنْ نَذ۪يرٍ مِنْ قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Em yekûlûne-fterâh(u)(c) bel huve-lhakku min rabbike litunżira kavmen mâ etâhum min neżîrin min kablike le’allehum yehtedûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yoksa, “Onu Muhammed kendisi uyduruyor!” mu diyorlar? Hayır, asla! Tam aksine bu, Rabbin tarafından gönderilen gerçeğin tâ kendisidir; senden önce kendilerine herhangi bir uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu Allah’ın azâbıyla uyarman için indirilmiştir. Umulur ki, bu sâyede doğru yolu bulurlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «Onu Peygamber kendisi uydurdu» diyorlar öyle mi? Hayır! O, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı (peygamber) gelmemiş bir kavmi uyarman için -doğru yolu bulalar diye- Rabbinden gönderilen hak (Kitap) tır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Onu peygamberin kendisi uydurdu" diyorlar, öyle mi? Hayır; O, senden önce peygamber gönderilmemiş olan bir milleti uyarman için sana Rabbinden gelen bir gerçektir. Belki artık doğru yolu bulurlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yoksa “Onu Muhammed uydurdu” mu diyorlar? Hayır o, kendilerine senden önce hiçbir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için, doğru yolu bulsunlar diye Rabbin tarafından indirilmiş gerçektir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yoksa onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? Hayır, o senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi korkutman için, Rabbin tarafından gelen bir haktır. Gerek ki, hidayeti kabul ederler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yoksa onu uydurdu mu diyorlar? Hayır, haktır o, rabbındandır: kendilerine senden önce kocundurucu Peygamber gelmemiş olan bir kavmi kocundurasın diye gerek ki hidayeti kabul edeler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Yoksa o, bunu kendiliğinden mi uydurdu diyorlar? Hayır, o Rabbinden (gelen bir) hakdır. (Biz onu) senden evvel kendilerine inzâr edici hiçbir (peygamber) gelmemiş olan bir kavme, (tutdukları yolun) korkunç aakıbetlerini haber vermen için (indirdik). Olur ki onlar hidâyeti kabul ederler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Yoksa: “Onu (Muhammed kendisi) uydurdu” mu diyorlar? Hayır! O, senden önce kendilerine hiçbir korkutucu gelmemiş olan bir kavmi (Allah'ın azâbı ile) korkutman için, Rabbinden (sana indirilen) haktır. Tâ ki onlar hidâyete ersinler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yoksa (kâfirler Hz. Peygamber s.a.s. için) onu uydurdu mu diyorlar? Hayır, O Kur'an hakdır, Rabbindendir (Cebrâil onu sana indirmiştir. Onu sana indirdik ki), Kendilerine senden önce bir korkutucu peygamber gelmemiş olan bir kavmi (azab ile) korkutasın. Olur ki, onlar hidayeti kabul ederler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Yoksa, «O'nu uydurdu,» mu diyorlar? Hayır. O, Hak'tır, Rabbindendir. Bir kavmi korkutasın ki, senden evvel kendilerine korkutur bir zât gelmiş değildir. Gerektir ki, onlar ihtida ediversinler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yoksa “Onu kendisi uydurmuş” mu diyorlar? Doğrusu, bu Rabbinden gelen hakkın tâ kendisidir ki, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir kavmi uyarman için gönderilmiştir—umulur ki, böylece doğru yolu bulurlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Or do they say, "He has forged it"? Nay, it is the Truth from thy Lord, that thou mayest admonish a people to whom no warner has come before thee: in order that they may receive guidance. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Secde Sûresi 3. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ ...
Ankebût Sûresi 41-45. Ayetler ve Meali 41. "Allah’ı bırakıp da başkalarını dost ve yardımcı edinenlerin hâli, örümceğin hâline benzer. Örümcek de b ...
Tuz sözlükte, “Suda eriyen, kokusuz, dili yakan bir tada sâhip, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billûrsu madde” demektir. Tuz kelimes ...