Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 1 | Tâ. Hâ. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 2 | Biz bu Kur’an’ı sana güçlük çekip bedbaht olasın diye indirmedik. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 3 | Onu ancak Allah’tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 4 | O Kur’an, yeri ve yüce gökleri Yaratan tarafından parça parça indirilmiştir. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 5 | Rahmân arşa istivâ etmiştir. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 6 | Bütün göklerdekiler, yerdekiler, göklerle yer arasında bulunanlar ve nemli toprağın altında olanlar yalnızca O’na aittir. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 7 | Sen sözü açıktan söylemiş olsan da gizli söylemiş olsan da Allah için birdir; çünkü O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 8 | Allah ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. En güzel isimler O’na aittir. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 9 | Rasûlüm! Mûsâ’nın haberi sana geldi mi? |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 10 | Hani o, gece çölde yol alırken uzaktan bir ateş görmüştü de âilesine: “Siz burada bekleyin. Gözüme bir ateş ilişti; belki size oradan bir kor parçası getiririm, yahut ateşin yanında bize yol gösterecek birini bulurum” demişti. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 11 | Ateşin yanına varınca kendisine: “Ey Mûsâ!” diye nidâ edildi: |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 12 | “Şüphesiz ben senin Rabbinim. Haydi ayakkabılarını çıkar; çünkü sen mukaddes Tuvâ Vâdisi’nde bulunuyorsun!” |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 13 | “Ben seni peygamber seçtim. Şimdi sana vahyolunacakları dinle:” |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 14 | “Şüphesiz ben Allahım. Benden başka ilâh yoktur. Öyleyse yalnız bana kulluk et, beni anmak için de namaz kıl!” |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 15 | “Kıyâmet mutlaka kopacaktır. Ancak herkese dünyada yapıp ettiklerinin karşılığı en âdil biçimde verilmesi için onun vaktini gizli tutuyorum.” |
|
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...