Meal | Sure | Ayet | Karşılaştır |
---|---|---|---|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 76 | Onlar, altlarından ırmaklar akan Adn cennetlerinde ebedî kalacaklardır. Her türlü yanlış inançtan ve günahlardan arınanların mükâfatı işte budur! |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 77 | Biz Mûsâ’ya şöyle vahyetmiştik: “Kullarımla birlikte geceleyin Mısır’dan yola çık! Asanı yere vurarak onlara denizde kupkuru bir yol aç. Firavun’un ordusu yetişecek diye korkma ve denizde boğulacağız diye endîşe etme!” |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 78 | Derken Firavun, askerleriyle Mûsâ ve kavminin peşine düştü. Ama deniz üzerlerine kapanıp, onları görülmedik bir şekilde yutuverdi. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 79 | Böylece Firavun, kavmini büsbütün yoldan çıkarmış, çıkmaza sürüklemişti; onları asla doğru yola iletemedi. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 80 | Ey İsrâiloğulları! Şüphesiz biz sizi düşmanınızdan kurtardık. Tûr’un bereketlerle dolu sağ yamacında Mûsâ vasıtasıyla sizinle emirlerime uyacağınıza dair sözleşme yaptık. Çölde aç kalmayasınız diye size gökten kudret helvası ve bıldırcın eti ihsân ettik. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 81 | Size rızık olarak verdiğimiz temiz ve helâl nimetlerden yiyin. Bu hususta azgınlık ve nankörlük yapmayın; aksi halde gazabım tepenize iner. Kimin de üzerine gazabım inerse, artık o helâk uçurumuna yuvarlanıp gider. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 82 | Şu da muhakkak ki ben, günahlarından tevbe ile vazgeçen, iman edip sâlih ameller işleyen, bundan böyle de doğru yol üzere hareket eden kimseyi elbette bağışlarım. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 83 | Allah: “Kavmini bırakıp da aceleyle buraya gelmene sebep neydi, ey Mûsâ?” diye sordu. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 84 | Mûsâ dedi ki: “İşte onlar, hemen peşimdeler. Benden daha çok hoşnut ve râzı olasın diye aceleyle sana geldim ey Rabbim!” |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 85 | Allah şöyle buyurdu: “Fakat biz sen ayrıldıktan sonra geride bıraktığın kavmini imtihan ettik ve Sâmirî onları yoldan çıkardı.” |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 86 | Bunun üzerine Mûsâ, son derece öfkeli ve üzüntülü olarak kavminin yanına döndü; onlara şöyle dedi: “Ey kavmim! Rabbiniz size güzel bir vaatte bulunmamış mıydı? Şu halde size verilen sözün üzerinden çok uzun bir zaman mı geçti, yoksa Rabbinizden bir gazabın tepenize inmesini mi istediniz de, bana verdiğiniz sözden döndünüz?” |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 87 | Dediler ki: “Biz sana verdiğimiz sözden bilerek ve isteyerek dönmüş değiliz. Fakat yanımızda Mısırlıların zînet eşyalarından birtakım ağırlıklar vardı. Onları eritmek için ateşe attık; Samirî de kendininkini atıverdi.” |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 88 | Derken Sâmirî onlar için böğürebilen bir buzağı heykeli döküp çıkardı. Peşinden o ve avânesi: “İşte sizin de, Mûsâ’nın ilâhı da budur. Fakat Mûsâ bunu unuttu, başka ilâh aramak üzere kalkıp dağlara gitti” dediler. |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 89 | Hayret doğrusu! Onlar görmüyorlar mıydı ki, o heykel kendilerine hiçbir sözle cevap veremiyor ve onlar için ne bir zarar ne de bir fayda sağlamaya güç yetirebiliyordu? |
|
Ömer Çelik | Tâ-Hâ / 90 | Halbuki Hârûn daha önce onlara: “Ey kavmim! Bakın, siz bu heykel yüzünden bir imtihana maruz kaldınız. Şüphesiz sizin Rabbiniz, Rahmân olan Allah’tır. O halde gelin bana uyun ve emrime itaat edin!” demişti. |
|
Enbiya suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 107. Ayet Arapça: وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَم۪ينَ Enbiya Suresi 1 ...
Enbiya suresinin 94. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 94. Ayet Arapça: فَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا كُفْرَانَ لِس ...
"O Allah ki, ümmîlere kendi içlerinden, onlara âyetlerini okuyacak, onları her türlü günah kirlerinden temizleyip arındıracak, onlara kitabı ve hikm ...
Enbiya suresinin 89. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 89. Ayet Arapça: وَزَكَرِيَّٓا اِذْ نَادٰى رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْن۪ي فَرْدًا وَاَنْتَ ...
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...