# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ثُمَّ اَخَذْتُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا فَكَيْفَ كَانَ نَك۪يرِ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Śumme eḣażtu-lleżîne keferû(s) fekeyfe kâne nekîr(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonra ben o kâfirleri azabımla kıskıvrak yakaladım. Görsünler bakalım, beni inkâr etmek nasıl oluyormuş! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sonra ben, o inkâr edenleri yakaladım. (Bak ki) cezam nasıl oldu! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sonra Ben, inkar edenleri yakaladım. Beni inkar etmek nasıl olur? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sonra ben inkâr edenleri yakaladım. Beni inkâr etmenin sonucu nasıl oldu! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sonra ben o inkâr edenleri tutup yakaladım. O zaman beni inkâr etmek nasıl oldu? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sonra ben o küfredenleri tuttum alıverdim, o vakıt inkârım nasıl oldu? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sonra ben o küfredenleri tutub yakaladım. (Bak) benim inkârım da nice imiş!. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonra inkâr edenleri yakalayıverdim; artık beni inkâr etmek nasıl imiş (gördüler)! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sonra (peygamberleri ve kitabları) inkâr edenleri yakalayıp cezalandırdım. (Bak, imansızlara) azap edişim nasıl oldu!... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra Ben o küfredenleri tutup yakaladım, artık Benim (onlar hakkındaki) ukubetim nasıl oldu? (bir düşünülsün). |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sonra Ben o kâfirleri yakalayıverdim. Nasıl oluyormuş inkâr? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | In the end did I punish those who rejected Faith: and how (terrible) was My rejection (of them)! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Fâtır Sûresi 26. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 54. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 54. Ayet Arapça: وَلَقَدْ صَرَّفْنَا ف۪ي هٰذَا الْقُرْاٰنِ لِلنَّاسِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍۜ وَك ...
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...