Beled Sûresi Ömer Nasuhi Bilmen Meali


SÛRE

MEAL LiSTESi


Karşılaştır Beled Sûresi 1: Yemin ederim bu beldeye.
لَٓا اُقْسِمُ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ ﴿١﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 2: Ve sen bu beldede ikamet etmektesin.
وَاَنْتَ حِلٌّ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ ﴿٢﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 3: Ve bir pedere ve zürriyetine de (andolsun).
وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَۙ ﴿٣﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 4: Muhakkak ki, Biz insanı elbette bir meşakkat içinde (bulunacağı bir mahiyette) yarattık.
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ي كَبَدٍۜ ﴿٤﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 5: Sanıyor mu ki onun üzerine hiçbir kimse güç yetiremiyecek.
اَيَحْسَبُ اَنْ لَنْ يَقْدِرَ عَلَيْهِ اَحَدٌۢ ﴿٥﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 6: Der ki: «Ben yığın yığın mal telef ettim.»
يَقُولُ اَهْلَكْتُ مَالًا لُبَدًاۜ ﴿٦﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 7: Zanneder mi ki onu hiçbir kimse görmemiş.
اَيَحْسَبُ اَنْ لَمْ يَرَهُٓ اَحَدٌۜ ﴿٧﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 8: Onun için iki göz vermedik mi?
اَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِۙ ﴿٨﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 9: Ve bir dil ile iki dudak vermedik mi?
وَلِسَانًا وَشَفَتَيْنِۙ ﴿٩﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 10: Ve Biz ona iki de tepe yolu gösterdik.
وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِۚ ﴿١٠﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 11: Fakat o, o sarp yokuşu geçemedi.
فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَۘ ﴿١١﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 12: O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne şey bildirdi?
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْعَقَبَةُۜ ﴿١٢﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 13: (O) Bir köle azad etmektir.
فَكُّ رَقَبَةٍۙ ﴿١٣﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 14: Yahut bir kıtlık gününde yemek yedirmektir.
اَوْ اِطْعَامٌ ف۪ي يَوْمٍ ذ۪ي مَسْغَبَةٍۙ ﴿١٤﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 15: Karabet sahibi olan bir yetime.
يَت۪يمًا ذَا مَقْرَبَةٍۙ ﴿١٥﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 16: Veyahut yerlere serilmiş bir yoksula.
اَوْ مِسْك۪ينًا ذَا مَتْرَبَةٍۜ ﴿١٦﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 17: Sonra da imân etmiş olanlardan ve birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve merhameti tavsiyede bulunanlardan olmaktır.
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِۜ ﴿١٧﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 18: İşte meymenet sahipleri onlardır.
اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ ﴿١٨﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 19: Ve o kimseler ki, Bizim âyetlerimizi inkâr ettiler. Onlar da şeamet sahipleridir.
وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِنَا هُمْ اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِۜ ﴿١٩﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 20: Onların üzerlerine her tarafı kapalı bir ateş vardır.
عَلَيْهِمْ نَارٌ مُؤْصَدَةٌ ﴿٢٠﴾

https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-81-ayeti-ne-anlatiyor-199155-m.jpg
Enbiya Suresinin 81. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/butun-varligin-allahi-tesbih-etmesi-ne-anlama-geliyor-199160-m.jpg
Bütün Varlığın Allah'ı Tesbih Etmesi Ne Anlama Geliyor?

"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/peygamber-efendimizin-incildeki-ismi-nedir-199148-m.jpg
Peygamber Efendimiz'in İncil'deki İsmi Nedir?

"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-69-ayeti-ne-anlatiyor-199132-m.jpg
Enbiya Suresinin 69. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/adn-cenneti-nedir-199125-m.jpg
Adn Cenneti Nedir?

"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-46-ayeti-ne-anlatiyor-199120-m.jpg
Enbiya Suresinin 46. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...