# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِنَا هُمْ اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Velleżîne keferû bi-âyâtinâ hum ashâbu-lmeş-eme(ti) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Âyetlerimizi inkâr edenlere gelince, onlar da amel defterleri sollarından verilecek olan uğursuz ve bedbaht kimselerdir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 19, 20. Âyetlerimizi inkâr edenler ise işte onlar soldakilerdir. Cezaları, kapıları üzerlerine sımsıkı kapatılmış bir ateştir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ayetlerimizi inkar edenler, işte onlar amel defterleri sollarından verilenlerdir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Âyetlerimizi inkâr edenler ise; kötülüğe batmış kimselerdir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Âyetlerimizi tanımayanlar ise, onlardır işte amel defterleri sollarından verilenler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Âyetlerimize küfr edenler ise onlardır işte: Şeâmet sahibleri (Ashabı meş'eme) |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Âyetlerimize küfredenler ise solcuların tâ kendileridir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Âyetlerimizi inkâr edenler ise, onlar Ashâb-ı Meş'eme (amel defterleri sol eline verilenler)dir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ayetlerimizi inkâr edenler ise; onlar (amel defterleri sol ellerine verilenler) solculardır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve o kimseler ki, Bizim âyetlerimizi inkâr ettiler. Onlar da şeamet sahipleridir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Âyetlerimizi inkâr edenler ise, defterleri sol taraftan verilecek uğursuzluk ehlidir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But those who reject Our Signs, they are the (unhappy) Companions of the Left Hand. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Beled Sûresi 19. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَج۪يبُوا لِلّٰهِ وَلِلرَّسُولِ اِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْي۪يكُمْۚ وَاعْلَمُٓوا ...
Malı helâlinden kazanıp, sarfedilmesi emredilen yerlere harcamak suretiyle şükreden zenginin fazileti ile ilgili ayetler... AYETLER “Her kim ve ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَمَا جَعَلَهُ اللّٰهُ اِلَّا بُشْرٰى وَلِتَطْمَئِنَّ بِه۪ قُلُوبُكُمْۚ وَمَا النَّصْرُ اِلَّا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِۜ اِنَّ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَاِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ اٰيَاتُهُ زَادَتْه ...
Ayet-i kerimede buyrulur: خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَاَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِل۪ينَ (Resûlüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahille ...
Başkasını kendine tercih etmek, varını yoğunu muhtaçlara vermek ile ilgili ayetler... AYETLER “Kendileri muhtaç olsalar bile, başkasını daha ço ...