Beled Sûresi Elmalılı Hamdi Yazır Meali


SÛRE

MEAL LiSTESi


Karşılaştır Beled Sûresi 1: Andolsun bu beldeye
لَٓا اُقْسِمُ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ ﴿١﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 2: Ki sen bu beldede oturmaktasın.
وَاَنْتَ حِلٌّ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ ﴿٢﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 3: Ve and olsun baba ve çocuğuna.
وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَۙ ﴿٣﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 4: Biz insanı gerçekten bir sıkıntı içinde yarattık.
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ي كَبَدٍۜ ﴿٤﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 5: İnsan, kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor?
اَيَحْسَبُ اَنْ لَنْ يَقْدِرَ عَلَيْهِ اَحَدٌۢ ﴿٥﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 6: Ben, yığın yığın mal yok ettim diyor.
يَقُولُ اَهْلَكْتُ مَالًا لُبَدًاۜ ﴿٦﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 7: Kendisini bir gören olmadı mı sanıyor?
اَيَحْسَبُ اَنْ لَمْ يَرَهُٓ اَحَدٌۜ ﴿٧﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 8: Biz ona iki göz vermedik mi?
اَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِۙ ﴿٨﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 9: Bir dil ve iki dudak?
وَلِسَانًا وَشَفَتَيْنِۙ ﴿٩﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 10: Ona iki yolu gösterdik.
وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِۚ ﴿١٠﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 11: Fakat o, o sarp yokuşa göğüs veremedi.
فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَۘ ﴿١١﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 12: Bildin mi sen, o sarp yokuş nedir?
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْعَقَبَةُۜ ﴿١٢﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 13: Köle azat etmek,
فَكُّ رَقَبَةٍۙ ﴿١٣﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 14: Veya salgın bir kıtlık gününde yemek yedirmektir,
اَوْ اِطْعَامٌ ف۪ي يَوْمٍ ذ۪ي مَسْغَبَةٍۙ ﴿١٤﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 15: Yakınlığı olan bir yetime,
يَت۪يمًا ذَا مَقْرَبَةٍۙ ﴿١٥﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 16: Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.
اَوْ مِسْك۪ينًا ذَا مَتْرَبَةٍۜ ﴿١٦﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 17: Sonra da iman edip de sabrı tavsiye eden ve merhamet tavsiye edenlerden olmaktır.
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِۜ ﴿١٧﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 18: İşte bunlar, amel defterleri sağlarından verilenlerdir.
اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ ﴿١٨﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 19: Âyetlerimizi tanımayanlar ise, onlardır işte amel defterleri sollarından verilenler.
وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِنَا هُمْ اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِۜ ﴿١٩﴾
Karşılaştır Beled Sûresi 20: Onların üzerlerine bir ateş bastırılıp kapıları kapanacaktır.
عَلَيْهِمْ نَارٌ مُؤْصَدَةٌ ﴿٢٠﴾

https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/muminun-suresi-9798-ayetleri-ne-anlatiyor-199555-m.jpg
Mü’minûn Suresi 97-98. Ayetleri Ne Anlatıyor?

Mü’minûn suresi 97-98. ayetlerinde şöyle buyrulur: Mü’minûn Suresi 97-98. Ayetlerinin Arapçası: وَقُلْ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاط۪ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/yapmakta-oldugu-iyiligi-devam-ettirmekle-ilgili-ayetler-199554-m.jpg
Yapmakta Olduğu İyiliği Devam Ettirmekle İlgili Âyetler

YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/muminun-suresinin-84-ayeti-ne-anlatiyor-199541-m.png
Müminûn Suresinin 84. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/tegabun-suresinin-tefsiri-199514-m.jpg
Teğâbün Suresinin Tefsiri

Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/muminun-suresinin-62-ayeti-ne-anlatiyor-199526-m.jpg
Müminûn Suresinin 62. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/05/muminun-suresinin-53-ayeti-ne-anlatiyor-199487-m.jpg
Müminûn Suresinin 53. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...