# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ذ۪ي قُوَّةٍ عِنْدَ ذِي الْعَرْشِ مَك۪ينٍۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Żî kuvvetin ‘inde żî-l’arşi mekîn(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bir Elçi ki pek kuvvetli, arşın sahibi yanında çok itibarlı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 19, 20. O (Kur'an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş'ın sahibi (Allah'ın) katında itibarlı bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği sözdür. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 19,20,21. Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 19,20,21.O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O elçi güçlüdür, Arş'ın sahibinin yanında çok itibarlıdır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir Resulki pek kuvvetli, metîn, Zül'arşın nezdinde mekîn |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Bir elçi ki) çetin bir kudrete mâliktir. Arşın saahibi (olan Allah) nezdinde çok i'tibarlıdır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (O elçi) pek kuvvetlidir; arşın sâhibi (Allah'ın) katında çok i'tibarlıdır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir elçi ki, pek kuvvetlidir. Arşın sahibi (Allah) katında yüksek bir mevki sahibidir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Büyük bir kuvvet sahibidir, arş'ın sahibi nezdinde âlî bir makama nâildir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bir elçi ki pek kuvvetli, Arş Sahibi katında itibarlıdır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Endued with Power, with rank before the Lord of the Throne, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tekvir Sûresi 20. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...