Müddessir sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 56 âyettir. İsmini birinci âyette geçen ve “örtüsüne bürünmüş” mânasına gelen اَلْمُدَّثِّرُ (müddessir) kelimesinden alır. Müshaf tertibine göre 74, iniş sırasına göre 4. sûredir.
Resûlullah (s.a.s.)’e, kalkıp insanları uyarması vazifesi verilir. Bunu yapabilmek için sahip olması gereken ahlâkî vasıflar telkin edilir. Sonra Kur’an’ı inkâr edip Peygamber’e karşı gelenlerin kalbî, zihnî ve ahlâkî yapıları tasvir edilerek, bunları cehennemde bekleyen azap hatırlatılır.
Mushaftaki sıralamada yetmiş dördüncü, iniş sırasına göre dördüncü sûredir. Müzzemmil sûresinden sonra, Fâtiha sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Müzzemmil sûresinden önce indiğini söyleyenler de vardır (bk. İbn Âşûr, XXIX, 292).
Ay, gece ve gündüz Allah’ın kudretinin büyük işaretleri olduğu gibi, cehennem de aynı şekilde Allah’ın kudretinin büyüklüğünün bir nişânesidir. Ayı, gece ve gündüzü eşsiz bir nizam içerisinde peşi sıra getiren kudret-i ilâhî, cehennemi de yaratmıştır ve haber verdiği şekilde kâfirleri oraya atacaktır. Dolayısıyla ayın doğuşu, gece ile gündüzün gelip gidişiyle alay etmek, ne kadar tuhaf ve akıl dışı bir hareket ise, cehennem veya onun bekçileri ile alay da o kadar tuhaf ve akıl dışı bir harekettir. Yüce Allah indirdiği âyetler, gönderdiği peygamberler ve gösterdiği kudret nişâneleri ile insanları uyarmaktadır. İsteyen bunlara inanıp, günahlardan sakınarak doğru yola gider; isteyen doğru yoldan yüz çevirir.
Burada “ay, gece ve sabah” kelimeleri, ilk olarak kendi hakiki mânalarında kullanılmakta ve ilâhî orduların görüldüğü parıltılara işaret etmektedir. Bununla birlikte itina ile seçilen bu kelimelerin ve onlarla alakalı kullanılan açıklayıcı ifadelerin, dünyanın karanlıklara boğulduğu cahiliye devri içinde peygamberlik nurunun doğuşu ve o karanlık gecenin yok olmaya yüz tutuşu ve parlamak üzere bulunan hayır ve hakikat sabahının yaklaşışı anlarıyla İslâm güneşinin doğuşu anına da işaret ettikleri anlaşılmaktadır. Hatta asıl ifade edilmek istenenin bu olduğu söylenebilir.
Esasen mühim olan, bu hayır ve hakîkat sabahının kişinin gönül âleminde doğmaya başlamasıdır. Bu ise, kişinin bizzat kendi irade ve gayretine bağlıdır:Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...
Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...