# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظ۪ينَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-inne ‘aleykum lehâfizîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Oysa yanıbaşınızda sizi sürekli gözetleyenler var: |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 9, 10, 11, 12. Hayır! Bütün bunlara rağmen siz yine de dini yalanlıyorsunuz. Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır; onlar, yapmakta olduklarınızı bilir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 10,11,12. Oysa, yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 10,11. Hâlbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Oysa üzerinizde koruyucular var. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Halbuki üzerinizde hâfızlar var |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Halbuki sizin üstünüzde hakıykî bekçiler, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hem şübhesiz üzerinizde, elbette (amellerinizi) muhâfaza edici (melek)ler vardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Halbuki üzerinizde gözetleyici melekler var, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve şüphe yok ki, sizin üzerinizde bekçiler vardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Oysa üzerinizde sizi koruyup gözetenler var. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But verily over you (are appointed angels) to protect you,- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İnfitâr Sûresi 10. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...