# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَلَٓا اُقْسِمُ بِالْخُنَّسِۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Felâ uksimu bilḣunnes(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yemin ederim o geri kalıp gizlenenlere, |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 15, 16. Hayır! Akıp giden, bir kaybolup bir etrafı aydınlatan yıldızlara andolsun, |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 15,16. Gündüz sinip geceleri gözüken gezegenlere and olsun; |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 15,16. Andolsun, bir görünüp bir sinenlere, akıp gidip kaybolanlara, |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şimdi yemin ederim o sinenlere (gündüzleri gözden kaybolan yıldızlara), |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şimdi kasem ederim o sinenlere |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Demek ki hakıykat, ey kâfirler, sizin dediğiniz gibi değildir). Andederim o (geceleri) geri dön (üb aydınlık neşr eden), |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 15,16. Artık yemîn ederim, (yörüngesini tamamlayıp) geri dönen o yıldızlara; o akıp akıp (gün ışıdığında) gizlenenlere! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Şimdi kasem ederim, (geceleyin görünüb gündüz) sönen yıldızlara, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık andolsun geri dönen yıldızlara. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yemin ederim geri dönenlere, |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So verily I call to witness the Planets - that recede, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tekvir Sûresi 15. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...