Rûm Sûresi 58-60. Ayet Tefsiri


58-60 / 60


Rûm Sûresi Hakkında

Rûm sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 60 âyettir. İsmini, 2. âyetinde yer alan اَلرُّومُ  (Rûm) kelimesinden alır. Mushaf tertibine göre 30, nüzûl sırasına göre 84. sûredir.

Rûm Sûresi Konusu

Rûm sûresi, çok mühim bir gaybî hâdiseyi haber vererek başlar. Bu hâdise, Bizanslılarla İranlılar arasında meydana gelecek savaşta Bizanslıların galip gelmesidir. Kur’ân-ı Kerîm’in haber verdiği şekilde gerçekleşen bu hâdise, Kur’an’ın en büyük mûcizelerinden biri olup Peygamberimiz (s.a.s.)’in getirdiği vahyin doğruluğunu ispat eder. Rûm sûresinde; bir taraftan mü’minleri seven, onlara yardım eden, onları zafere eriştireceğini va‘deden ve onları cennetle müjdeleyen; diğer taraftan da âhirete inanmayıp hayatı sadece dünyadan ibaret sayan kâfirleri cehennemle korkutan Yüce Allah’ın varlığının, birliğinin, nihâyetsiz kudret ve azametinin delilleri peş peşe serdedilir. İnsanlar böyle bir Allah’ın dinine girmeye ve o dinin itikâdî, amelî ve ahlâkî gereklerini yapmaya davet edilir. Bu münâsebetle şirkin tutarsızlığı misallerle izah edilirken, şirke bulaşmış hastalıklı ruhların içler acısı halleri ortaya konur. Bunların tedavisi için açık ve anlaşılır reçeteler sunulur. Yine mecbûri istikâmet olan âhiretin varlığı, tabiatta ve insanlarda durmadan cereyan eden ölme ve yeniden dirilme delilleriyle ispat edilir. Mahşerdekilerin diliyle dünyanın bir gün, hatta bir saat gibi çok kısa olduğuna temas edildikten sonra, gönüller o dehşetli ve sonsuz âhiret âleminin manzalarını ibretle temâşâya, kulaklar da, bütün bu hususlarda en doğru bilgiyi ve misalleri veren Kur’ân-ı Kerîm’i dinlemeye yönlendirilir.

Rûm Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada otuzuncu, iniş sırasına göre seksen dördüncü sûredir. İnşikak sûresinden sonra, Ankebût sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 17. âyetinin Medine’de nâzil olduğuna dair bir rivayet de vardır (nüzûl sebebi için bk. 2-6. âyetlerin tefsiri).

وَلَقَدْ ضَرَبْنَا لِلنَّاسِ ف۪ي هٰذَا الْقُرْاٰنِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍۜ وَلَئِنْ جِئْتَهُمْ بِاٰيَةٍ لَيَقُولَنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا مُبْطِلُونَ ﴿٥٨﴾
كَذٰلِكَ يَطْبَعُ اللّٰهُ عَلٰى قُلُوبِ الَّذ۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ ﴿٥٩﴾
فَاصْبِرْ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ وَلَا يَسْتَخِفَّنَّكَ الَّذ۪ينَ لَا يُوقِنُونَ ﴿٦٠﴾
Karşılaştır 58: Doğrusu biz Kur’an’da insanlar için her türden açık misâller, anlaşılır ibretli örnekler vermiş bulunuyoruz. Buna rağmen, sen onlara istedikleri mûcizeyi göstersen bile, inkâr edenler mutlaka: “Siz boş ve saçma şeyler peşinde koşmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz” derler.
Karşılaştır 59: İşte Allah gerçeği öğrenip kabul etmek istemeyenlerin kalplerini böyle mühürler.
Karşılaştır 60: Rasûlüm! Sen şimdi sabret. Allah’ın va‘di elbette gerçektir. Bu gerçeğe tam ve kesin imanı olmayanların tavırları, sakın seni telaşlandırıp gevşekliğe ve hafifliğe sevketmesin!

TEFSİR:

Sarsılmaz bir imanla kulak verip itaat edecekler için Kur’ân-ı Kerîm’de insanın hem dünya hem âhiretine lazım olacak her husus beyân edilmiş ve peygamberlerin doğru söylediğine dikkat çeken her türlü misâl verilmiştir. Fakat inkâr edenler için bunlar bir anlam ifade etmez. Onlar ilim ve irfana kulaklarını kapatıp cehâleti tercih ettiklerinden kalpleri mühürlenmiştir. Bu sebeple onların kalpleri gerçeği idrak etme özelliğini kaybetmiştir. Öyleyse onların bu hâline üzülüp zaman kaybetmenin bir anlamı yoktur. Yapılacak iş, tebliğe devam etmek ve bu yolda meşakkatlere sabretmektir. Çünkü Allah’ın mü’minlere zafer, kâfirlere mağlubiyet vaadi gerçektir. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Doğrusu, peygamber kıldığımız kullarımız hakkında bizim geçmişte verdiğimiz şöyle bir söz vardır: «Onlara Allah’ın yardımı kesinlikle ulaşacaktır. Neticede üstün gelen, kesinlikle her zaman bizim ordumuz olacaktır.»” (Sâffât 37/171-173)

O halde Allah’ın bu yardım ve zafer müjdesine gönülden inanıp İslâm’a davet vazifesi ciddiyetle sürdürülmeli; yakînî imana sahip olmayan kimselerin ayartmalarına, ayak kaydırmalarına, fitne ile korkutmalarına, alaylarla cesaret kırmalarına, işkenceyle caydırmalarına, tuzaklarıyla kaydırmalarına, bir kısım çıkarlar bahanesiyle uzlaşma çağrılarına ve zihinlere şüphe sokmalarına karşı uyanık olunmalıdır. Bunların böyle menfi ve saldırgan tavırlarına karşı müslüman kuvvetli bir iman, sağlam bir kararlılık, sarsılmaz bir şahsiyet ve hedefine kilitlenmiş mutmain bir gönülle hareket etmelidir.

Rûm sûresi, Cenâb-ı Hakk’ın mü’minlere yardım edeceği ve onlara zafer bahşedeceği müjdesiyle başlamıştı. Biterken de bu müjdeyi tekrarlamakta ve kâfirlerden gördükleri onca işkenceler karşısında Allah Resûlü (s.a.s.) ve beraberindeki mü’minlere öğüt vermekte, onları takviye ve teselli etmektedir. Şimdi, bahsedilen bu öğüt, takviye ve teselliyi ihtivâ ettiği derin hikmetlerle pekiştirip kalplere iyice yerleştirmek üzere Lokmân sûresi geliyor:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-23-24-ayetleri-ne-anlatiyor-198254-m.jpg
Kehf Suresinin 23-24. Ayetleri Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-17-ayeti-ne-anlatiyor-198231-m.jpg
Kehf Suresinin 17. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ ل ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/kehf-suresinin-7-ayeti-ne-anlatiyor-198208-m.jpg
Kehf Suresinin 7. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-107-ayeti-ne-anlatiyor-198195-m.jpg
İsra Suresinin 107. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-99-ayeti-ne-anlatiyor-198182-m.jpg
İsra Suresinin 99. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 99. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 99. Ayet Arapça: اَوَلَمْ يَرَوْا اَنَّ اللّٰهَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ قَا ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-88-ayeti-ne-anlatiyor-198167-m.jpg
İsra Suresinin 88. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 88. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 88. Ayet Arapça: قُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلٰٓى اَنْ يَأْتُوا بِمِثْلِ ...