Rûm Sûresi 21. Ayet Tefsiri


21 / 60


Rûm Sûresi Hakkında

Rûm sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 60 âyettir. İsmini, 2. âyetinde yer alan اَلرُّومُ  (Rûm) kelimesinden alır. Mushaf tertibine göre 30, nüzûl sırasına göre 84. sûredir.

Rûm Sûresi Konusu

Rûm sûresi, çok mühim bir gaybî hâdiseyi haber vererek başlar. Bu hâdise, Bizanslılarla İranlılar arasında meydana gelecek savaşta Bizanslıların galip gelmesidir. Kur’ân-ı Kerîm’in haber verdiği şekilde gerçekleşen bu hâdise, Kur’an’ın en büyük mûcizelerinden biri olup Peygamberimiz (s.a.s.)’in getirdiği vahyin doğruluğunu ispat eder. Rûm sûresinde; bir taraftan mü’minleri seven, onlara yardım eden, onları zafere eriştireceğini va‘deden ve onları cennetle müjdeleyen; diğer taraftan da âhirete inanmayıp hayatı sadece dünyadan ibaret sayan kâfirleri cehennemle korkutan Yüce Allah’ın varlığının, birliğinin, nihâyetsiz kudret ve azametinin delilleri peş peşe serdedilir. İnsanlar böyle bir Allah’ın dinine girmeye ve o dinin itikâdî, amelî ve ahlâkî gereklerini yapmaya davet edilir. Bu münâsebetle şirkin tutarsızlığı misallerle izah edilirken, şirke bulaşmış hastalıklı ruhların içler acısı halleri ortaya konur. Bunların tedavisi için açık ve anlaşılır reçeteler sunulur. Yine mecbûri istikâmet olan âhiretin varlığı, tabiatta ve insanlarda durmadan cereyan eden ölme ve yeniden dirilme delilleriyle ispat edilir. Mahşerdekilerin diliyle dünyanın bir gün, hatta bir saat gibi çok kısa olduğuna temas edildikten sonra, gönüller o dehşetli ve sonsuz âhiret âleminin manzalarını ibretle temâşâya, kulaklar da, bütün bu hususlarda en doğru bilgiyi ve misalleri veren Kur’ân-ı Kerîm’i dinlemeye yönlendirilir.

Rûm Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada otuzuncu, iniş sırasına göre seksen dördüncü sûredir. İnşikak sûresinden sonra, Ankebût sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 17. âyetinin Medine’de nâzil olduğuna dair bir rivayet de vardır (nüzûl sebebi için bk. 2-6. âyetlerin tefsiri).

وَمِنْ اٰيَاتِه۪ٓ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا لِتَسْكُنُٓوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةًۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ ﴿٢١﴾
Karşılaştır 21: O’nun varlığının delillerinden biri de, kendileriyle ülfet edip huzura ermeniz için size kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesidir. Şüphesiz bunda, sistemlice düşünen bir toplum için nice dersler ve ibretler vardır.

TEFSİR:

Eşlerin kendilerine has fizikî ve ruhî hususiyetleri olmakla birlikte, aynı zamanda çiftler arasında mükemmel bir âhenk mevcuttur. Birinin fizikî ve ruhî ihtiyaçları, tam mânasıyla diğerinin fizikî ve ruhî ihtiyaçlarına denk gelir. Böylece bir bütünü kâmil mânada tamamlamış olurlar. Ayrıca insanlık tarihi boyunca dünyanın her bir yanında doğan çocukların erkeklik ve dişilik nispetlerinin belli bir denge içinde olması da dikkatleri çeken ilâhî bir kudret tecellisidir.

İslâm toplumunun esasını âile, ailenin temelini de erkek ve kadının sahih bir nikâhla birleşmesi teşkil eder. Birbirine yabancı iki farklı insanın Allah’ın emriyle tanışıp bir araya gelerek, belki anadan babadan ve kardeşten daha sıcak bir muhabbet ve şefkatle kaynaşmaları ne müthiş bir hâdisedir. Bunun gerçekleşmesi için Cenâb-ı Hak, eşler arasına şu üç mühim fizikî ve rûhî kanunu koyduğunu beyân eder:

  Eşler hem bedenen hem rûhen sükûna ve huzûra ermek için birbirine muhtaçtırlar.

  Allah eşler arasına birbirlerini sevip kaynaşmalarını ve sağlam bir beraberlik oluşturmalarını sağlayacak kuvvetli bir muhabbet koymuştur.

  Eşlerin birbirini koruyup gözetmeleri ve ihtiyaçlarını gönüllü olarak karşılamaları için aralarına güçlü bir merhamet ve şefkat hissi yerleştirmiştir.

Bu his zamanla gelişerek, eşlerin birbirine son derece nezaketli, zarafetli ve müsâmahalı davranmalarını sağlar. Öyle ki, yaş ilerledikçe eşlerin birbirine duydukları şehevî arzularda bir düşme yaşanırken, zamanla artan bu şefkat ve merhamet hissiyâtıyla eşler birbirlerine gençliklerinde olduğundan daha fazla bağlı hâle gelirler. İşte bunlarda Allah Teâlâ’nın insanları yaratıp, değiştirip, kemale erdiren kudretiyle beraber rahmetine ve husûsiyle insanlar üzerinde cereyan eden rahmânî nusret ve rabbânî hükümlerine delâlet eden nice deliller vardır. Ancak bu deliller, üzerinde derin derin ve sistemlice tefekkür edilerek anlaşılabilir. Üstelik bu kudret tecellileri üzerinde sadece fert olarak değil, toplum olarak düşünmek, bunlardan kastedilen maksadı iyi idrak edip fert, aile ve toplum hayatını ona göre planlayıp tanzim etmek lâzımdır. Çünkü bu deliller, bir taraftan insanlığın yüksek bir ahlâk ve ihtişamlı bir medeniyete hazır; nimet ve saadet dolu bir hayata namzet olarak yaratıldığını gösterirken, bir taraftan da hayatın ayrılmaz bir rüknü olan kadının zilletten korunup lâyık olduğu ulvî mevkiye oturtulması için muhabbet ve şefkat hisleriyle mükemmel bir içtimâî nizam takib etmek gerektiğini öğretir.

Üçüncüsü gökler, yer ve bunlarda vuku bulan ilginç olaylardır:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-82-ayeti-ne-anlatiyor-195113-m.jpg
Enâm Suresinin 82. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...