Mü'minûn Sûresi 13. Ayet Tefsiri


13 / 118


Mü'minûn Sûresi Hakkında

Mü’minûn sûresi Mekke’de inmiştir. 118 âyettir. İsmini ilk âyette geçen الْمُؤْمِنُونَ (el-Mü’minûn) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 23, iniş sırasına göre 74. sûredir.

Mü'minûn Sûresi Konusu

Mekke döneminin sonlarına doğru indiği anlaşılan sûre, ebedî kurtuluşa erecek mü’minlerin vasıflarının tanıtımıyla başlar. İnsanı, önce kendi esrarengiz yaratılışı, sonra da yedi kat gök, belli ölçülerde yağıp canlıların ihtiyacı için yerde depolanan yağmur, onunla neşv ü nemâ bulan bitkiler ve kendilerinden faydalandığımız hayvanlar üzerinde tefekküre davet eder. Önceki peygamberlerin kavimleriyle mücâdeleleri ve neticede peygamberlerin kurtulup inkârcı toplumların helak edilişi, Resûlullah (s.a.s.)’i teselli ve münkirleri tehdit sadedinde hatırlatılır. Nübüvvet, tevhid ve âhiret esaslarına vurgu yapılarak; mizanda tartısı ağır gelenlerin mutlu sonlarına, tartısı hafif gelenlerin ise hüzün, hasret ve pişmanlık dolu acı hallerine temas edilerek sûre sona erdirilir. 

Mü'minûn Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada yirmi üçüncü, iniş sırasına göre yetmiş dördüncü sûredir. Enbiyâ sûresinden sonra, Secde sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

Mü'minûn Sûresi Fazileti

Hz. Ömer’den rivayet edilen bir hadise göre Resûlullah, bir ara olağan üstü vahiy hallerinden birini yaşarken kıbleye dönüp ellerini kaldırarak, “Allahım! Bize nimetini arttır, eksiltme; bizi onurlandır, alçaltma; bize ihsan et, mahrum etme; bizi seçkin kıl (düşmanlarımıza karşı) zayıf duruma düşürme; bizden hoşnut ol ve bizi senden hoşnut kıl!” diye dua ettikten sonra, “Şu anda bana on âyet indi; kim bu âyetlerin gereğini yaparsa cennete girecektir” buyurmuş, ardından da bu sûrenin ilk on âyetini okumuştur (Müsned I, 34).1 – 11

ثُمَّ جَعَلْنَاهُ نُطْفَةً ف۪ي قَرَارٍ مَك۪ينٍۖ ﴿١٣﴾
Karşılaştır 13: Sonra onu bir nutfe hâlinde son derece sağlam ve emniyetli bir karargâha yerleştirdik.

TEFSİR:

 سُلَالَةٌ مِنْ ط۪ينٍ  (sülâletün min tîn) ifadesinde, ط۪ينٌ (tîn) kelimesi çamur anlamını, سُلَالَةٌ (sülâle) ise öz, hülâsa, bir başka şeyden çıkarılmış öz ve bir şeyin en iyi parçası mânalarını ifade eder. Bu âyetin devamındaki âyetleri dikkate aldığımız takdirde buradaki “çamurdan bir öz”ün, embriyonun oluşmasında birinci derecede etkin rolü olan “nutfe”yi oluşturan madde olduğu anlaşılacaktır. “Allah sizi de yerden bitki bitirircesine bitirip büyüttü. Sonra sizi tekrar toprağa döndürecek ve yeniden diriltip tekrar oradan çıkaracaktır” (Nûh 71/17-18) ayetinin “sizi yerden bitki olarak bitirdi” kısmı da bu toprak faslına işaret etmektedir. Hâsılı Kur’ân-ı Kerîm’de Âdem’in yaratılışı için sözkonusu edilen toprak safhaları, aynı zamanda bütün zürriyeti için de geçerlidir. Görüldüğü üzere her insan, ana rahminde oluşuma başlayışının ilk merhalesini teşkil eden “nutfe” safhasına gelinceye kadar, o toprak safahatını yaşamakta, nutfe haline gelip sağlam ve emniyetli bir karargâh olan ana rahmine yerleştirildikten sonra da oradaki gelişimi devam etmektedir.

Rahim için kullanılan قَرَارٌ مَك۪ينٌ  (karârun mekînun) tâbiri, “oldukça sağlam ve güvenli bir yer” mânasında olup, rahmin, hiçbir dış ve iç etkiye maruz kalmadan döllenmiş yumurtayı koruyup yetiştirebilecek özellikte sağlam ve güvenli bir yer olduğunu ifade etmektedir. Bugün insan anatomisiyle ilgilenen bilim dalı da rahmin, dıştan gelebilecek tehlikelere maruz kalmaktan korunması kolay olan bir boşluğa yerleştirildiğini, sağlam yapılı kaslarla bu boşluğa tutturulmakla, gebelik süresince normal hacminin 3000 katı fazla büyümeye imkân vermekte olduğunu ve annenin aldığı vücuda zararlı maddelerin pek çoğundan cenini koruyabildiğini söylemektedir. (Arısan, Kazım, Doğum Bilgisi, s. 86 vd.) Her iki kaynağın verdiği bilginin, birbiriyle ne kadar uyum arzettiği hiçbir şüpheye meydan bırakmayacak şekilde açıktır. Üstelik Kur’an’ın bu bilgiyi çok önceleri vermiş olması da onun vahiy mahsülü ilâhî kelam olduğunu açıkça göstermektedir.

İnsanın anne rahminde geçirdiği diğer safhalara gelince:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/kuranin-tahsili-icin-3-merhale-197520-m.jpg
Kur’an’ın Tahsili İçin 3 Merhale

Kur’ân-ı Kerîm’in kâmilen tahsîli için şu üç merhaleye riâyet edilmelidir: KUR’AN’IN TAHSİLİ İÇİN 3 MERHALE Doğru Bir Şekilde Yüzünden Okuma; Ti ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/allahi-inkar-edenlerin-ozellikleri-197513-m.jpg
Allah’ı İnkâr Edenlerin Özellikleri

İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/ibrahim-suresinin-12-ayeti-ne-anlatiyor-197510-m.jpg
İbrahim Suresinin 12. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/12/kuran-ayetlerinin-fazileti-197507-m.jpg
Kur’an Ayetlerinin Fazileti

Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/ibrahim-suresinin-7-ayeti-ne-anlatiyor-197498-m.jpg
İbrahim Suresinin 7. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/ibrahim-suresinin-3-ayeti-ne-anlatiyor-197473-m.jpg
İbrahim Suresinin 3. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...