# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِذَٓا اُلْقُوا ف۪يهَا سَمِعُوا لَهَا شَه۪يقًا وَهِيَ تَفُورُۙ | |
Türkçe Okunuşu * | İżâ ulkû fîhâ semi’û lehâ şehîkan ve hiye tefûr(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Oraya atıldıklarında, cehennemin onları yutmak için homurtularla nasıl içine doğru nefes alıp, uğuldaya uğuldaya kaynadığını işitirler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Oraya atıldıkları zaman, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu işitirler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İçine atıldıkları vakıt onun öyle bir hıçkırışını işidirlerki feveran ediyordur |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onun içine atıldıkları zaman onun kaynar haldeki bed sesini işitdiler (işidirler). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Oraya atıldıkları zaman, onun şiddetli homurdanmasını işitirler; çünki o kaynıyordur! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İçine atıldıkları zaman, cehennemin korkunç sesini işitirler ki, (kendilerini) kaynatıyordur. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Oraya atıldıkları zaman onun için bir hıçkırık işitmiş olurlar ve o, kaynar bir haldedir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Oraya atıldıklarında Cehennemin gürleyişini işitirler ki, kaynayıp duruyor. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | When they are cast therein, they will hear the (terrible) drawing in of its breath even as it blazes forth, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mülk Sûresi 7. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...