# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاعْتَرَفُوا بِذَنْبِهِمْۚ فَسُحْقًا لِاَصْحَابِ السَّع۪يرِ | |
Türkçe Okunuşu * | Fa’terafû biżenbihim fesuhkan li-ashâbi-sse’îr(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık Allah’ın rahmetinden uzak olsun o çılgın ateş mahkûmları! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun, o alevli cehennemin mahkûmları! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Böylece, günahlarını itiraf ederler. Çılgın alevli cehennemlikler yok olsunlar! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah’ın rahmetinden uzak olsun! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Böylece günahlarını itiraf ederler. (Artık) o çılgın ateş halkı (Allah'ın rahmetinden) uzak olsunlar! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İşte günahlarını i'tiraf ettiler, kahrolsun o halde eshabı Seıyr |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bu suretle günâhlarını i'tiraaf etdiler (ederler). (Ko Allah) Cehennem yaranını (rahmetinden) koğsun! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Böylece günahlarını i'tirâf ettiler. Öyleyse o Cehennemlikler (Allah'ın rahmetinden)uzak olsun! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Böylece günahlarını itiraf ederler. O halde kahrolsun cehennemlikler!... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İşte günahlarını itiraf etmiş olurlar. Artık o çılgın cehennem yârânı için (rahmet-i ilâhîyeden) bir uzaklık olsun. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Böylece günahlarını itiraf ederler. Uzak olsun ateş ehli Allah'ın rahmetinden! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They will then confess their sins: but far will be (Forgiveness) from the Companions of the Blazing Fire! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mülk Sûresi 11. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...
İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...
Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır. Mushaf t ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...
İsra suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 1. Ayet Arapça: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّك ...