Câsiye Sûresi 30-35. Ayet Tefsiri


30-35 / 37


Câsiye Sûresi Hakkında

Câsiye sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 37 âyettir. İsmini, 28. âyette geçen ve kıyâmetin dehşetinden dizüstü çöken kimseleri anlatan اَلْجَاثِيَةُ (câsiye) kelimesinden alır. Sûrenin اَلدَّهْرُ (Dehr) ve اَلشَّر۪يعَةُ (Şerîat) isimleri de vardır. Resmî tertîbe göre 45, nüzûl sırasına göre 65. sûredir. 

Câsiye Sûresi Konusu

Kur’ân-ı Kerîm’i indiren ve onunla insanları kendine kulluğa davet eden Allah Teâlâ’nın varlığının, birliğinin, nihayetsiz bir ilim, hikmet ve kudret sahibi oluşunun açık delilleri beyân edilir. Bu deliller üzerinde tefekkür edilip iman ve teslimiyete erişilmesi istenir. Allah kullarına karşı sonsuz lutuf sahibidir. Bu yüzdendir ki varlık âleminde ne varsa hepsini onların emrine ve hizmetine vermiştir. Buna karşılık insanlardan istediği, şükür ve kulluktur. Resûlullah (s.a.s.)’e indirdiği İslâm şeriati ise en büyük nimet olup ona tabi olmak, elimizde böyle mükemmel bir şeriat varken bunun kıymetini bilip başka heva ve heveslere uymamak icap eder. İslâm şeriatine uyup uymamanın da elbette sonuçları farklı olacak; kötülük yapanlara iyilik yapanlar gibi muamele edilmeyecektir. Sonuç itibariyle mü’minler cennetle mükâfatlandırılırken, kâfirler, bir daha çıkmamak ve hiçbir mazeretleri dikkate alınmamak üzere cehenneme tıkılacaklardır.

Câsiye Sûresi Nuzül Sebebi

         Mekke’de, Duhân ile Ahkåf sûrelerinin arasında, 65. sûre olarak nâzil olmuştur.

فَاَمَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَيُدْخِلُهُمْ رَبُّهُمْ ف۪ي رَحْمَتِه۪ۜ ذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْمُب۪ينُ ﴿٣٠﴾
وَاَمَّا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا۠ اَفَلَمْ تَكُنْ اٰيَات۪ي تُتْلٰى عَلَيْكُمْ فَاسْتَكْبَرْتُمْ وَكُنْتُمْ قَوْمًا مُجْرِم۪ينَ ﴿٣١﴾
وَاِذَا ق۪يلَ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ وَالسَّاعَةُ لَا رَيْبَ ف۪يهَا قُلْتُمْ مَا نَدْر۪ي مَا السَّاعَةُۙ اِنْ نَظُنُّ اِلَّا ظَنًّا وَمَا نَحْنُ بِمُسْتَيْقِن۪ينَ ﴿٣٢﴾
وَبَدَا لَهُمْ سَيِّـَٔاتُ مَا عَمِلُوا وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ ﴿٣٣﴾
وَق۪يلَ الْيَوْمَ نَنْسٰيكُمْ كَمَا نَس۪يتُمْ لِقَٓاءَ يَوْمِكُمْ هٰذَا وَمَأْوٰيكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ نَاصِر۪ينَ ﴿٣٤﴾
ذٰلِكُمْ بِاَنَّكُمُ اتَّخَذْتُمْ اٰيَاتِ اللّٰهِ هُزُوًا وَغَرَّتْكُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَاۚ فَالْيَوْمَ لَا يُخْرَجُونَ مِنْهَا وَلَا هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ ﴿٣٥﴾
Karşılaştır 30: İman edip sâlih ameller yapanları, Rableri rahmeti içine alır. İşte apaçık kurtuluş ve başarı budur!
Karşılaştır 31: İnkâr edenlere gelince, onlara şöyle denilir: “Âyetlerim size tebliğ edilmemiş miydi? Oysa siz onlara karşı büyüklük tasladınız ve günaha saplanan inkârcı bir güruh olup çıktınız.”
Karşılaştır 32: “Allah’ın va‘di gerçektir ve kıyâmetin kopacağında hiçbir şüphe yoktur” dendiği zaman siz: “Kıyâmet bizim için hiçbir mâna ifade etmiyor. Onu ancak bir tahminden ibaret sanıyoruz. Onun hakkında kesin bir inanç ve bilgiye de sahip değiliz” diye karşılık vermiştiniz.
Karşılaştır 33: Derken, yaptıkları ne kadar kötü iş varsa karşılarına çıkacak ve alay edip durdukları cehennem kendilerini her yönden kuşatıverecektir.
Karşılaştır 34: Onlara şöyle denilecek: “Siz bu gününüzle karşılaşmayı nasıl unuttuysanız, biz de bugün sizi azapta öylece unutacağız. Kalacağınız yer ateştir; hiçbir yardımcınız da yoktur.”
Karşılaştır 35: “Çünkü siz Allah’ın âyetlerini alaya almış, dünya hayatı da sizi aldatmıştı.” Bugün artık ne oradan çıkarılırlar, ne de mazeretleri kabul edilip dünyaya geri gönderilirler.

TEFSİR:

Mahşerde hesap sonrası insanlar iki gruba ayrılır. Birinci grup iman edip güzel ve makbul amel işleyenlerdir. Allah Teâlâ onları rahmetiyle kuşatacak ve cennetine yerleştirecektir. Hadisi-i şerifte, “Allah cennete: «Sen benim rahmetimsin, seninle dilediğime rahmet ederim»” buyurduğu haber verilir. (Buhârî, Tevhid 25; Müslim, Cennet 33-36) Bunlar ebedi kurtuluşa eren bahtiyarlardır. Zaten asıl ve parlak başarı da Allah’ın sevdiği bir kul olup O’nun rahmetine layık olabilmektir.

İkinci grup ise inkâr edenlerdir. Bunlar dünyada:

  Kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğu halde kibirleri sebebiyle onu kabul etmediler. Onlara tabi olmayı haysiyet meselesi haline getirdiler ve nefislerine yediremediler.

  Âhirete inanmadıkları için her türlü günahı işlediler. İşleri güçleri günah işlemekten ibaret berbat bir toplum kesiliverdiler.

  Allah’ın âhiretle alakalı va’dleri ve kıyamet hakkında hep şüphe duydular; kesin bir bilgiye sahip olmadıklarını ileri sürerek inanmadılar.

Bu inkârcı bedbahtlar, mahşer günü çok ağır ilâhî tehditlere maruz kalacaklar. Dünyada yaptıkları bütün kötülükler ve onların cezaları karşılarına çıkacak. Daha önce tuttukları yolun, yapıp ettiklerinin faydasız olduğunu anlayacaklar. Hesabın ve azabın olmayacağına dair zanları boşa çıkacak. Dünyada alay edip durdukları cehennem onları çepeçevre kuşatacak. Onlar dünyadayken kıyameti, mahşeri ve hesabı unuttukları gibi, unutmaktan çok yüce olan Allah Teâlâ da onlara azap içinde unutulmuş muamelesi yapacak. Allah’ın âyetleriyle alay etmenin ve dünyaya aldanmanın cezası olarak, bir daha çıkmamak üzere cehennemde kalacaklardır. Hiçbir itiraz, mazeret ve talepleri dikkate alınmayacaktır.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in haber verdiğine göre kıyâmet gününde Allah Teâlâ bazı kullarına: “Benim sana iyiliklerim dokunmadı mı? Seni önemli yerlere getirmedim mi? Seni ev bark sahibi yapmadım mı? Şunları şunları senin emrine vermedim mi? Seni başa geçirmedim mi?” diye soracak. O da: “Evet yâ Rabbi bütün bunları bana verdin” diyecek. Allah Teâlâ: “Peki, benim bu huzuruma geleceğini hiç düşünmedin mi?” diye sorunca o kul: “Hayır, düşünmedim” diyecek. İşte Cenâb-ı Hak da ona: “Sen beni nasıl unuttunsa, şimdi de ben seni unutuyorum” buyuracak. (Müslim, Zühd 16)

Netice olarak:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/03/taha-suresinin-25-28-ayetleri-ne-anlatiyor-198786-m.jpg
Taha Suresinin 25-28. Ayetleri Ne Anlatıyor?

Taha suresinin 25-28. ayetlerinde şöyle buyrulur: Taha Suresi 25-28. Ayetleri Arapça: قَالَ رَبِّ اشْرَحْ ل۪ي صَدْر۪يۙ وَيَسِّرْ ل۪ٓي اَمْر۪يۙ وَاح ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/03/kuran-ayetlerinin-yikandigi-sular-198784-m.jpg
Kur’an Ayetlerinin Yıkandığı Sular

Önceleri, mürekkeple yazılan yazılar silinmek istendiğinde, su ile yıkanırdı. KUR’AN AYETLERİNİN YIKANDIĞI SULAR Enes -radıyallâhu anh-, Hulefâ-i Râ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/03/taha-suresinin-7-ayeti-ne-anlatiyor-198766-m.jpg
Taha Suresinin 7. Ayeti Ne Anlatıyor?

Taha Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Taha Suresi 7. Ayet Arapça: وَاِنْ تَجْهَرْ بِالْقَوْلِ فَاِنَّهُ يَعْلَمُ السِّرَّ وَاَخْفٰى Taha Sur ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/03/sahabenin-kurana-saygisi-198765-m.jpg
Sahabenin Kur’an’a Saygısı

Sahabe, Kur’ân’a her zaman hürmet gösterir, ona olan saygılarını değişik şekillerde gösterirlerdi. SAHABENİN KUR’AN’A OLAN SAYGISI Hazret-i Ömer ve ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2022/10/anne-babaya-itaat-ile-ilgili-ayetler-189002-m.jpg
Anne Babaya İtaat ile İlgili Ayetler

Kul hakları içinde en mühim olanı ana-baba hakkıdır. Allah ve Resûlü’ne itaatten sonra ana-babaya itaat gelir. Çünkü anne ve babalarımız varlık sebebi ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/03/kadir-gecesi-bin-aydan-hayirlidir-ayeti-198726-m.jpg
“Kadir Gecesi, Bin Aydan Hayırlıdır” Ayeti

Kadir gecesinin faziletinden bahseden, Kadir sûresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: BİN AYDAN HAYIRLI GECE! Kadir Suresi 3. Ayet Arapça: “لَيْلَةُ ا ...