Necm sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 62 âyettir. İsmini 1. âyette geçen ve “yıldız” mânasına gelen اَلنَّجْمُ (necm) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 53, iniş sırasına göre ise 23. sırada yer alır. İçinde secde ayeti bulunan sûrelerden biridir.
Kur’ân-ı Kerîm, Allah Teâlâ tarafından Cebrâil (a.s.) vasıtasıyla Resûlullah (s.a.s.)’e inzal buyrulmuştur. Dolayısıyla Peygamberimiz (s.a.s.)’in tebliğ ettiği İslâm, onun kendi arzu ve istekleriyle ortaya attığı bir iddia değil, bütünüyle vahye ve kesin bilgiye dayanan en doğru dindir. O, hakîkatin ta kendisidir. Çünkü Peygamber (s.a.s.), bizzat kendi müşâhedelerine dayanan hakikatleri tebliğ etmiştir. O, kendisine vahiy getiren meleği kendi gözleriyle görmüş ve Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın büyük işaretlerini bizzat müşahede etmiştir. Müşriklerin tutundukları yol ise zanna dayanmaktadır. Taptıkları Lât, Menât, Uzza putlarının hiçbir gerçekliği yoktur. Meleklere Allah’ın kızları demeleri de, onların şefaatleriyle kurtulacaklarına inanmaları da bütünüyle zanna dayanan bir iddiadır. Sahip oldukları inançlarının ne naklî ne de aklî hiçbir delili yoktur. Onların kesin bilgiye dayanan İslâm’ı bırakıp sadece zanlarına tabi olmalarının altında yatan gerçek ise âhirete inanmayıp sırf dünyanın peşinden koşmalarıdır. Netice itibariyle Peygamber (s.a.s.)’in davetini kabul edenlerle etmeyenlerin karşılaşacakları sonuçlar farklı olacak; iman edip sâlih amel işleyenler mükafatlandırılırken, kötülük yapanlar da cezalandırılacaklardır. Bu sadece Hz. Muhammed (s.a.s.)’in verdiği bir haber değil, Hz. İbrâhim ve Hz. Mûsâ gibi önceki tüm peygamberlerin tebliğ ettiği kadim ve değişmez bir hakîkattir. Bu gerçeklere inanmayan Nûh, Âd, Semûd ve Lût kavimleri nasıl helak edildilerse, Hz. Muhammed (s.a.s.)’e inanmayanlar da öyle helak edileceklerdir. O halde ölüm ve kıyâmet gelmeden önce intibâha gelip Allah’a kulluğa dönmek gerekir.
Mushaftaki sıralamada elli üçüncü, iniş sırasına göre yirmi üçüncü sûredir. İhlâs sûresinden sonra, Abese sûresinden önce Mekke’de nâzil olmuştur. Sadece 32. âyetinin Medine’de indiği rivayet edilmiştir, fakat bu âyetin öncesi ve sonrasıyla olan sıkı anlam bağı ve üslûp birliği bu rivayeti tereddüde açık bırakmaktadır (Derveze, I, 212, 228).
Kur’ân-ı Kerîm’in çağrısına icâbet etmeyen kâfirlere, Allah Teâlâ’nın helak ettiği önceki kavimlerin içler acısı durumları hatırlatılır. Âd kavminin, Semûd kavminin, Nûh kavminin ve Lût kavminin nasıl helak edildiklerine kısaca temas edilir. Bunların helak edilme sebepleri, “çokça zulmetmeleri ve azgınlık yapmaları” idi. Günahlarına göre onların üzerine dehşetli felaketler indi. Dolayısıyla bunlardan ders ve ibret alıp, küfür ve günahlardan vazgeçilmelidir. Burada önceki kavimlerin cezalandırılmalarının “nimet” olarak anılması, cezaların hatırlatılmasının bile inanan ve akıl sahibi olanlar için ibret alınıp istifade edilen nasihat olması ve bir kısım bozuklukları düzeltmelerine vesile olması itibariyle bir nimet sayılması cihetindendir. Ayrıca burada Allah Teâlâ’nın müstahak olanları cezalandıracağından şüphesi olanlara da ciddi bir uyarı bulunmaktadır. Cenab-ı Hak, bu uyarıyı Kur’an ve Peygamber vasıtasıyla insanlara bildirmektedir:
Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ رَبِّ السِّجْنُ اَحَبُّ اِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَن۪ٓي اِلَيْهِۚ وَاِلَّا تَصْرِفْ عَنّ۪ي كَيْدَهُنَّ اَصْبُ اِلَيْهِن ...
İbrahim Sûresi 38-41. Ayet Tefsiri 38. “Rabbimiz! Hiç şüphesiz sen, bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Çünkü yerde olsu ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (v ...
“Ey iman edenler! Sizden biriniz dinden dönerse, şunu iyi bilsin ki, Allah o şahsın yerine, kendisinin sevdiği ve kendisini seven insanlar getirir. ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَرَاوَدَتْهُ الَّت۪ي هُوَ ف۪ي بَيْتِهَا عَنْ نَفْسِه۪ وَغَلَّقَتِ الْاَبْوَابَ وَقَالَتْ هَيْتَ لَكَۜ قَالَ مَعَاذَ اللّٰ ...
İsrâ Sûresi 78-84.Ayetler 78. Güneşin öğleyin batıya doğru kaydığı andan gece karanlığı bastırıncaya kadar belli vakitlerde namazı dosdoğr ...