# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَوْ نَشَٓاءُ لَاَرَيْنَاكَهُمْ فَلَعَرَفْتَهُمْ بِس۪يمٰيهُمْۜ وَلَتَعْرِفَنَّهُمْ ف۪ي لَحْنِ الْقَوْلِۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ اَعْمَالَكُمْ | |
Türkçe Okunuşu * | Velev neşâu le-eraynâkehum fele’araftehum bisîmâhum(c) veleta’rifennehum fî lahni-lkavl(i)(c) va(A)llâhu ya’lemu a’mâlekum | |
1. | Ömer Çelik Meali | Dileseydik biz onları tek tek sana gösterirdik, sen de onları yüzlerinden tanırdın. Yine de sen onları konuşma tarzlarından, sözlerindeki eğip bükmelerden tanıyabilirsin. Allah, bütün yaptıklarınızı bilir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Biz dileseydik onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki sen onları konuşma tarzlarından tanırsın. Allah işlediklerinizi bilir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Eğer dileseydik, Biz onları sana gösterirdik; sen de onları yüzlerinden tanırdın. And olsun ki sen, onları konuşmalarından da tanırsın; Allah işlediklerinizi bilir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz dileseydik, onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun, sen onları, konuşma tarzlarından da tanırsın. Allah, yaptıklarınızı bilir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey Muhammed! Eğer biz dileseydik onları sana gösterirdik. Sen de onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki, sen onları sözlerinin üslubundan da tanırsın. Allah ise bütün yaptıklarınızı bilir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Dilesek biz onları sana gösteriverirdik de kendilerini bütün sîmâlarıyle tanırdın ve her halde sen onları lakırdılarının edasından tanırsın, Allah ise bütün yaptıklarınızı bilir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Eğer biz dilersek sana onları her halde gösteririz de sen de kendilerini mutlakaa simalarından tanırsın. Andolsun sen onları sözlerinin üslûbundan da tanırsın. Allah amel (ve hareket) terinizi bilir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hâlbuki dileseydik, onları (o münâfıkları) elbette sana gösterirdik de kendilerini muhakkak sîmâlarından tanırdın. Yine de onları mutlaka konuşma(larının) üslûbundan tanırsın. Allah ise, amellerinizi bilir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Dilesek, biz onları (münafıkları) sana gösteriverirdik de kendilerini bütün simaları ile tanırdın. Fakat mutlaka sen, onları, lâkırdılarının edasından tanırsın. Allah ise bütün yaptıklarınızı bilir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve eğer dilesek elbette onları sana gösteriveririz de onları herhalde simâlarıyla bilirsin. Andolsun ki, onları lâkırdılarının üslûbundan da bilirsin. Ve Allah ise bütün amellerinizi bilir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Dileseydik Biz onları sana gösterirdik de yüzlerinden tanırdın. Ama sen onları konuşma biçimlerinden de tanırsın. Allah ise bütün işlerinizi bilir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Had We so wiled, We could have shown them up to thee, and thou shouldst have known them by their marks: but surely thou wilt know them by the tone of their speech! And Allah knows all that ye do. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. Mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Muhammed Sûresi 30. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Oruç, İslâm dîninin beş şartından biri olan, imsaktan güneş batıncaya kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durma şeklindeki ibadettir. Akıllı, bu ...
ALLAH KORKUSU İLE İLGİLİ AYETLER “Sadece benden korkun.” Bakara sûresi (2), 40 Âyetin tamamının anlamı şöyledir: “Ey İsrâiloğulları! Size v ...
Rabbimiz soruyor, bu ana karnındaki duruma döndürüyor. Onu tefekküre dâvet ediyor: “Ey insan!..” (diyor.) “…Seni şekilsizlikten en güzel şekilde bi ...
Tûr sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 49 âyettir. İsminin 1. âyette geçip dağ mânasına gelen ve hususiyle Hz. Mûsâ’nın (a.s.) Allah Teâlâ ile konuştuğu ...
Bozgunculuk kelimesi dini literatürde, “yeryüzünde fitne, fesat ve karışıklık çıkarmak; zulüm ve taşkınlık yaparak haddi aşmak” anlamına gelir. BOZGU ...
Zâriyât sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 60 âyettir. İsmini, 1. âyette geçen ve “tozu toprağı savuran rüzgârlar” mânasına gelen اَلذَّارِيَاتُ (zâriyât ...