# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَكَيْفَ اِذَا تَوَفَّتْهُمُ الْمَلٰٓئِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَاَدْبَارَهُمْ | |
Türkçe Okunuşu * | Fekeyfe iżâ teveffet-humu-lmelâ-iketu yadribûne vucûhehum ve edbârahum | |
1. | Ömer Çelik Meali | Peki melekler, yüzlerine ve sırtlarına vura vura canlarını alırken onların halleri nice olacak! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ya melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Melekler, onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nice olur? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Melekler, onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken hâlleri nasıl olacak? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O halde Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırlarken nasıl olacak bakalım |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Artık melekler onların, yüzlerine ve arkalarına vura vura, canlarını alırken (halleri) nice olacak? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Artık melekler onların yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırken (hâlleri)nasıl olacak! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O halde, melekler onların yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırlarken nasıl hareket edecekler? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Melekler, onların yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları vakit halleri ne olacak? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ya melekler yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırken onların hali ne olacak? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But how (will it be) when the angels take their souls at death, and smite their faces and their backs? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Muhammed Sûresi 27. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...