Meryem Sûresi 84. Ayet Tefsiri


84 / 98


Meryem Sûresi Hakkında

Meryem sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 98 âyettir. İsmini, 16-29. âyetlerde kıssası anlatılan Hz. Meryem’den alır. Mushaf tertibi itibarıyla 19, nüzûl sırasına göre ise 44. sûredir. Sûre içinde 58. âyette tilâvet secdesi bulunmaktadır.

Meryem Sûresi Konusu

Sûrede, ihtiyarlığında Hz. Zekeriyâ’ya Yahyâ’nın verilmesi, Hz. Yahyâ’ya henüz çocuk yaştayken peygamberlik bahşedilmesi, Hz. Meryem’in babasız olarak İsa’yı dünyaya getirmesi ve Hz. İsa’nın beşikteyken konuşması gibi ilâhî kudretin nihâyetsizliğini gösteren mûcizeler hatırlatılarak, Allah’a iman ve teslimiyetin zarûreti hissettirilir. Bununla birlikte Allah Teâlâ’nın peygamberlerine husûsi lutufları ve buna karşılık o güzel kulların sergiledikleri müstesnâ keyfiyette ihlaslı, samimi kulluk numûneleri haber verilir. Böylece insanlar o güzel hal ve davranışlardan örnek alıp, Allah’ın râzı olacağı, cehennemden kurtarıp cennetine koyacağı bahtiyar kullardan olmaya davet edilir. Ara ara kıyâmet, hesap, cennet ve cehennemden kısa kısa manzaralar arzedilir. İnsanların cehenneme düşmelerine sebep olacak yanlış inanç ve amellere dikkat çekilerek, bunlardan uzak durup cennete vâris olmalarını sağlayacak takvâ hayatı teşvik edilir.

Meryem Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada on dokuzuncu, iniş sırasına göre kırk dördüncü sûredir. Fâtır sûresinden sonra, Tâhâ sûresinden önce, Mekke döneminin 4. yılında inmiştir. 58 ve 71. âyetlerinin Medine’de indiğine dair rivayet de vardır (İbn Âşûr, XVI, 57-58).

TEFSİR:

Allah Teâlâ imtihan maksadıyla şeytanları serbest bırakmış ve: “Gücünün yettiği kimseleri o kandırıcı sesinle yerinden oynat, baştan çıkar…” (İsrâ 17/64) buyurmuştur. “Gerçekte şeytanın iman edenler ve yalnızca Rablerine güvenip dayananlar üzerinde zorlayıcı bir gücü yoktur” (Nahl 16/99) düstûru gereğince Allah’a iman eden ve O’na sığınanlar onların şerlerinden korunurlar. “Şeytanın zorlayıcı gücü, ancak onu dost edinenlerin ve onu Allah’a ortak koşanlar üzerindedir” (Nahl 16/100) düstûru gereğince de Allah’ı inkâr edenler,  şeytanların her yönden saldırısına maruz kalırlar. Bu sebeple şeytanlar, tamamen hâkimiyetleri altına aldıkları kâfirleri, itaatten uzaklaştırıp isyana doğru sürüklerler. Devamlı kötülük yapmaya tahrik ederler. Onları alabildiğine azdırır, kaynatır, galeyâna getirirler. Onlar da şeytanların bu azdırmaları ve ayartmaları yönünde her türlü kötülüğü pervasızca işlerler. Âyet-i kerîmede onların bu hâli şöyle haber verilir: “Şeytanların kardeşlerine gelince, şeytanlar onları azgınlığa sürükler, bir daha da yakalarını bırakmazlar.” (A‘râf  7/202)

Dolayısıyla onların bir an önce helak olmaları için acele etmeye gerek yoktur. Onlar, işledikleri fenalıklarla birlikte tabii seyri içinde peyderpey helâke doğru sürüklenmektedirler. Cenâb-ı Hak onlar için belli bir müddet tayin etmiştir. Yaşayacakları seneler, aylar, günler, saatler, hatta nefesler bellidir. Atacakları adımlar, yapacakları işler, yiyecekleri lokmalar bellidir. Rabbimiz bunları teker teker saymaktadır. Bunlar bitince, onlar için takdir edilen azap, hazin son gerçekleşecektir.

Aziz Mahmud Hüdâyi (k.s.) ne güzel söyler:

Günler gelip geçmektedir

Kuşlar gibi uçmaktadır

Ehl-i fesâdın yeri ateş

Ehl-i iman cennettedir.

Rivayete göre halife Me’mun bu sûreyi okumuş, yanında âlimlerden bir grup da olduğu halde bu âyet-i kerîmeye (84. âyet) kadar gelmiş, başıyla kendisi­ne öğüt versin diye İbn Simâk’a işaret edince, o da şöyle demiş: “Nefesler sayılı olduğuna, bunların uzamaları söz konusu olmadığına göre; bunların tü­kenişi ne kadar çabuk olacaktır.”

Bu mânada şâir ne güzel söylemiştir:

“Hayatın belli nefeslerden ibarettir, sayılır; geçtikçe her bir nefesin,

Onunla hayatın bir parça eksilir.

Her gece sana hayat veren aslında seni öldürmekte,

Sana ninni söyler gibi görünenin maksadı aslında alay etmektir.” (Kurtubî, el-Câmi‘, XI, 150)

Bir hak dostu şöyle der: “Sana verilen müddet içinde alıp verdiğin nefesi ve amel yapma imkânını ganimet bil. Mazeretleri ve bahaneleri anlatmayı bırak. Çünkü sen sınırlı bir süre ve belirli bir ömür içindesin!”

Belirlenen bu süre göz açıp kapayıncaya kadar geçiverecek ve o büyük gün âniden insanların karşısına çıkacaktır: 

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/butun-varligin-allahi-tesbih-etmesi-ne-anlama-geliyor-199160-m.jpg
Bütün Varlığın Allah'ı Tesbih Etmesi Ne Anlama Geliyor?

"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/peygamber-efendimizin-incildeki-ismi-nedir-199148-m.jpg
Peygamber Efendimiz'in İncil'deki İsmi Nedir?

"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-69-ayeti-ne-anlatiyor-199132-m.jpg
Enbiya Suresinin 69. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/adn-cenneti-nedir-199125-m.jpg
Adn Cenneti Nedir?

"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-46-ayeti-ne-anlatiyor-199120-m.jpg
Enbiya Suresinin 46. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-37-ayeti-ne-anlatiyor-199089-m.jpg
Enbiya Suresinin 37. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 37. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 37. Ayet Arapça: خُلِقَ الْاِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍۜ سَاُر۪يكُمْ اٰيَات۪ي فَلَا تَسْتَعْجِ ...