Meryem Sûresi 29. Ayet Tefsiri


29 / 98


Meryem Sûresi Hakkında

Meryem sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 98 âyettir. İsmini, 16-29. âyetlerde kıssası anlatılan Hz. Meryem’den alır. Mushaf tertibi itibarıyla 19, nüzûl sırasına göre ise 44. sûredir. Sûre içinde 58. âyette tilâvet secdesi bulunmaktadır.

Meryem Sûresi Konusu

Sûrede, ihtiyarlığında Hz. Zekeriyâ’ya Yahyâ’nın verilmesi, Hz. Yahyâ’ya henüz çocuk yaştayken peygamberlik bahşedilmesi, Hz. Meryem’in babasız olarak İsa’yı dünyaya getirmesi ve Hz. İsa’nın beşikteyken konuşması gibi ilâhî kudretin nihâyetsizliğini gösteren mûcizeler hatırlatılarak, Allah’a iman ve teslimiyetin zarûreti hissettirilir. Bununla birlikte Allah Teâlâ’nın peygamberlerine husûsi lutufları ve buna karşılık o güzel kulların sergiledikleri müstesnâ keyfiyette ihlaslı, samimi kulluk numûneleri haber verilir. Böylece insanlar o güzel hal ve davranışlardan örnek alıp, Allah’ın râzı olacağı, cehennemden kurtarıp cennetine koyacağı bahtiyar kullardan olmaya davet edilir. Ara ara kıyâmet, hesap, cennet ve cehennemden kısa kısa manzaralar arzedilir. İnsanların cehenneme düşmelerine sebep olacak yanlış inanç ve amellere dikkat çekilerek, bunlardan uzak durup cennete vâris olmalarını sağlayacak takvâ hayatı teşvik edilir.

Meryem Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada on dokuzuncu, iniş sırasına göre kırk dördüncü sûredir. Fâtır sûresinden sonra, Tâhâ sûresinden önce, Mekke döneminin 4. yılında inmiştir. 58 ve 71. âyetlerinin Medine’de indiğine dair rivayet de vardır (İbn Âşûr, XVI, 57-58).

TEFSİR:

Hz. Meryem çocuğunu doğurunca onu kucağına alıp akrabalarının yanına getirdi. Tahmin ettiği gibi onlar, bu durum karşısında fenâ halde şaşırdılar. Bunun daha önce hiç görülmemiş, çok çirkin, çok tuhaf bir şey olduğunu söylediler. O toplumda iyilik ve iffetle maruf Hz. Hârûn’un neslinden gelen, ana ve babası iffetli kişiler olan Meryem’in böyle bir iş yapmasını son derece yadırgadılar; tariz yoluyla onu zinayla itham edip ayıpladılar. Hz. Meryem, daha önce almış olduğu ilâhî talimat gereğince, hiç heyecanlanmadan ve bozuntuya vermeden konuşması için eliyle bebeğe işarette bulundu. Oradakiler, Meryem’in susup, kendilerini beşikteki bebekle konuşmaya, ona sormaya ve gerçeği ondan öğrenmeye yönlendirdiğini anlayınca, böyle bir şeyin imkânsız olduğunu dile getirdiler. Fakat Allah için imkânsız bir şey yoktu, O istediğini yapmaya kadirdi. Derken bebek konuşmaya başladı:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/quottecvidquot-ifadesinin-ilk-kullanildigi-eser-197239-m.jpg
"Tecvid" İfâdesinin İlk Kullanıldığı Eser

er-Riaye tecvid konusunda günümüze ulaşan ilk çalışma olduğu kabul edilen eserdir. Müellifi Mekki b. Ebi Talib'dir. MEKKÎ b. EBÛ TÂLİB KİMDİR? 23 ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-46-ayeti-ne-anlatiyor-197231-m.jpg
Yusuf Suresinin 46. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: يُوسُفُ اَيُّهَا الصِّدّ۪يقُ “Yûsuf! Ey özü sözü doğru arkadaş!” (Yûsuf, 12/46) EY DOĞRU ARKADAŞ! Bilgi: Zindan arkada ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/kibir-ve-kendini-begenmek-ile-ilgili-ayetler-197207-m.jpg
Kibir ve Kendini Beğenmek ile İlgili Ayetler

“İşte âhiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuk yapmayı istemeyenlere nasib ederiz. Sonunda kazançlı çıkanlar, fenalıktan sakı ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-39-ayeti-ne-anlatiyor-197194-m.jpg
Yusuf Suresinin 39. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ ءَاَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ اَمِ اللّٰهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُۜ “Ey zindan arkadaşlarım! ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-33-ayeti-ne-anlatiyor-197175-m.jpg
Yusuf Suresinin 33. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ رَبِّ السِّجْنُ اَحَبُّ اِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَن۪ٓي اِلَيْهِۚ وَاِلَّا تَصْرِفْ عَنّ۪ي كَيْدَهُنَّ اَصْبُ اِلَيْهِن ...