Fâtır Sûresi 12-14. Ayet Tefsiri


12-14 / 45


Fâtır Sûresi Hakkında

Fâtır sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 45 âyettir. İsmini 1. âyette geçen Cenâb-ı Hakk’ın اَلْفَاطِرُ (Fâtır) sıfatından alır. Buna “Melâike” sûresi de denilir. Resmî tertîbe göre 35, iniş sırasına göre 43. sûredir.

Fâtır Sûresi Konusu

Sûre ağırlıklı olarak Allah’ın varlığı, birliği ve kudretinin kâinatta tecelli eden pek çok delillerinden söz ederek, O’nun kulluğa lâyık tek ilâh olduğu fikrini işler. Yaratan O’dur, rızık veren O’dur, izzet ve şeref veren O’dur. O zengin ve müstağnî, insanlar ise O’na sonsuz derecede muhtaçtır. Bütün izzet ve şeref yalnızca O’na mahsus olduğundan, izzet ve şeref isteyenler için O’na inanmak, O’na teslim olmak, yalnızca O’na kul köle olmak zarûrîdir. Acı ve tatlı deniz, gece ile gündüz, âmâ ile gören, karanlıkla aydınlık, ölü ile diri gibi âlemde birbirinin zıddı olarak tecelli eden varlık ve olaylar, iman ile küfrün hakikatini anlamak için birer misaldir. İman güzelliklerin, küfür ise kötülüklerin temsilcisidir. Bu sebeple sûrede iman ehlinin nâil olacağı ebedi mutlulukla, küfür ehlinin feci halleri canlı birer tablo halinde arz edilir. İnsanların zulmü ve nankörlüğüne rağmen Cenâb-ı Hakk’ın onlara mühlet verdiği, dolayısıyla bu mühletin iyi değerlendirilmesi gereği üzerinde durulur.

Fâtır Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada otuz beşinci, iniş sırasına göre kırk üçüncü sûredir. Furkan sûresinden sonra, Meryem sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

وَمَا يَسْتَوِي الْبَحْرَانِۗ هٰذَا عَذْبٌ فُرَاتٌ سَٓائِغٌ شَرَابُهُ وَهٰذَا مِلْحٌ اُجَاجٌۜ وَمِنْ كُلٍّ تَأْكُلُونَ لَحْمًا طَرِيًّا وَتَسْتَخْرِجُونَ حِلْيَةً تَلْبَسُونَهَاۚ وَتَرَى الْفُلْكَ ف۪يهِ مَوَاخِرَ لِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِه۪ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ ﴿١٢﴾
يُولِجُ الَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي الَّيْلِۙ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَۘ كُلٌّ يَجْر۪ي لِاَجَلٍ مُسَمًّىۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ لَهُ الْمُلْكُۜ وَالَّذ۪ينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِه۪ مَا يَمْلِكُونَ مِنْ قِطْم۪يرٍۜ ﴿١٣﴾
اِنْ تَدْعُوهُمْ لَا يَسْمَعُوا دُعَٓاءَكُمْۚ وَلَوْ سَمِعُوا مَا اسْتَجَابُوا لَكُمْۜ وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِ يَكْفُرُونَ بِشِرْكِكُمْۜ وَلَا يُنَبِّئُكَ مِثْلُ خَب۪يرٍ۟ ﴿١٤﴾
Karşılaştır 12: İki deniz birbirine eşit değildir: İşte şu tatlıdır, susuzluğu keser ve içimi kolaydır; şu ise tuzludur ve acıdır. Bununla birlikte her ikisinden de taze et yer, takınacağınız inci, mercan gibi süs eşyası çıkarırsınız. Allah’ın lutf u kereminden rızkınızı aramanız için gemilerin suları yarıp gittiğini görürsün. Umulur ki, bütün bu nimetlere şükredersiniz.
Karşılaştır 13: O, geceyi gündüze katmakta, gündüzü de geceye katmakta, böylece onları uzatıp kısaltmaktadır. Güneşi ve ayı da emrine boyun eğdirmiştir. Onların hepsi belirlenmiş bir vakte kadar yörüngesinde akıp gider. İşte bütün bunları yapan, Rabbiniz olan Allah’tır. Her şeyin mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti yalnızca ona aittir. Ey müşrikler! Sizin O’ndan başka taptığınız putlar ise bir çekirdek zarına bile mâlik ve hâkim değillerdir.
Karşılaştır 14: Onlara yalvarsanız duânızı işitmezler. İşitseler bile size cevap veremezler. Kıyâmet gününde de, sizin onları Allah’a ortak koşmuş olmanızı reddedeceklerdir. Hiç kimse bu gerçekleri sana, her şeyden hakkıyla haberdâr olan Allah gibi haber veremez.

TEFSİR:

Allah Teâlâ’nın sonsuz kudretinin bir delili de denizler ve onlardaki azamet tezâhürleridir. Meselâ görünüşte iki deniz birbirine benzer fakat sularının özellikleri bakımında birbirinden farklılık arz eder. Birinin suyu tatlı, içimi hoş ve susuzluğu gideren hususiyette iken, diğerinin suyu tuzludur, acıdır, içimi zordur ve susuzluğu gidermez. Bu farklılıklarına rağmen ikisinde birbirine benzer durumlar da vardır. Meselâ ikisinde de Kur’an’ın  “taze et” diye isimlendirdiği çeşitli balıklar bulunmakta, ikisinden de inci ve mercan gibi süs eşyası çıkarılabilmektedir. Birbirine benzeyen iki şeyde bu derece zıt farklılıklar meydana getirebilen, iki farklı şeyde de benzerlikler var edebilen, ancak fiillerinde muhtar ve mutlak kudret sahibi Allah Teâlâ olabilir. İnsanlara büyük faydalar sağlayan gemilerin sularda akıp gitmesi de Allah’ın koyduğu kanunlar sayesindedir.

Bir diğer ilâhî kudret tecellisi de gece ve gündüzün karşılıklı ve ölçülü bir tarzda kısayıp uzayarak birbirinin yerini alması, güneş ve ayın ilâhî kanunlara boyun eğerek tâyin edilen belli bir vakte kadar yörüngelerinde dönmesidir. Yalnız bunlar sonsuza kadar böyle devam etmeyecek, Allah’ın istediği bir zamanda gelip gidişlerine ve dönüp duruşlarına son verilecektir.

Şüphesiz bu muazzam işleri yapan, her şeyin mülkü, saltanat ve hâkimiyeti kudret elinde bulunan Rabbimiz Allah’tır. İsterseniz dönüp bir de, Allah’ın dışında tanrılık pâyesi verilen varlıkların durumuna bir göz atalım: Onların hiçbir şeye güçleri yetmez. 13. âyette geçen اَلْقِطْم۪يرُ (kıtmîr) kelimesi, “hurmanın çekirdeği üzerindeki çok ince zar” demektir. Bu kelime, müşriklerin putlarının bu kâinat içinde en değersiz bir şeye bile sahip olmadıklarını gösterir. Her şeyi en iyi bilen ve hakkiyle haberdâr olan Rabbimiz, putların mâhiyeti ve âhiret ahvâli hakkında da en doğru bilgiyi vermektedir. Hiç kimsenin Rabbimiz gibi bu hususları bilip haber vermesi mümkün değildir.

Bunun için:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-32-ayeti-ne-anlatiyor-198063-m.jpg
İsra Suresinin 32. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-23-ayeti-ne-anlatiyor-198037-m.jpg
İsra Suresinin 23. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/hadid-suresinin-tefsiri-198029-m.jpg
Hadid Suresinin Tefsiri

Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır.  Mushaf t ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-9-ayeti-ne-anlatiyor-198017-m.jpg
İsra Suresinin 9. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-1-ayeti-ne-anlatiyor-197989-m.jpg
İsra Suresinin 1. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 1. Ayet Arapça: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/nahl-suresinin-125-ayeti-ne-anlatiyor-197962-m.jpg
Nahl Suresinin 125. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّك ...