Enfâl Sûresi 55-57. Ayet Tefsiri


55-57 / 75


Enfâl Sûresi Hakkında

Enfâl sûresi, Medine’de hicretin ikinci senesinde nâzil olmuştur. 30-36. âyetlerin Mekke’de indiği de söylenmiştir. 75 âyettir. Mushaf tertibine göre 8, iniş sırasına göre tahmînen 88. sûredir. İsmini, birinci âyette geçen ve “ganimetler” mânasına gelen اَلأنْفَالُ (Enfâl) kelimesinden almıştır.

Enfâl Sûresi Konusu

Sûrede ağırlıklı olarak Bedir savaşından bahsedilmektedir. Buna bağlı olarak savaşın hedefi, barış, savaşta elde edilen esirler ve ganimetle alakalı hükümler açıklanmaktadır. Bununla birlikte özetle şu hususlara da yer verilmiştir:

  Allah katında makbul bir mü’minin sahip olması gereken itikat, ahlâk ve ibâdetle ilgili temel vasıflar,

  Allah yolunda her türlü imkânlarını seferber ederek savaşanlara gelen ilâhî yardımlar, bunun sebep ve sonuçları,

  Allah’a ve Resûlüne kayıtsız şartsız itaatin gerekliliği ve itaatsizliğin hazin neticeleri,

  Allah’ın emniyet, mal, evlat gibi nimetlerine şükretmenin ve hakkı bâtıldan en ince ayrıntılarına kadar ayırarak yüksek bir takvâ hayatı yaşamanın tavsiye edilmesi,

  Küfrün psikolojisi ve ondan kurtulmanın çareleri,

  Şeytanın desiseleri ve ona aldananların dünyada, ölüm esnasında ve âhirette karşılaşacakları korkunç manzaralar,

  Allah’ın lutuf, nimet ve cezasının, kulların kendilerini değiştirme ve iyi­leştirme çabalarıyla irtibatı,

  Maddî ve manevî değerleri koruyabilmek ve meşrû savunmayı gerçekleş­tirebilmek için gerekli olan bütün savaş hazırlıklarının yapılması,

  Gerçek imanın müslümana kazandıracağı izzet ve kuvvet, bununla beraber müminler arasındaki birlik, beraberlik ve dayanışmanın oluşması, kuvvetlenmesi ve devam etmesi için gereken şartlar ve bunların hakkiyle îfa edilmesi.

Enfâl Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada sekizinci, iniş sırasına göre seksen sekizinci sûredir. Bakara sûresinden sonra, Âl-i İmrân’dan önce inmiştir. Sûrenin 30-36. âyetleri dışında kalan kısmının Medine’de indiğinde ittifak vardır. Bu yedi âyet ise bazı müfessirlere göre Mekke’de nâzil olmuştur. Sûre Medine’de, Bakara’dan sonra ikinci sırada gelmeye başlamış, fakat araya başka sûrelerin bazı âyetlerinin nüzûlü de girmiştir. Hicretin üzerinden bir buçuk yıl geçip ramazan ayı gelince müslümanlar Medine yakınlarındaki Bedir mevkiinde, Mekkeli müşriklerle ilk önemli savaşlarını yapmışlardı. Savaş müslümanların zaferiyle sonuçlanmış, düşmandan ganimet de elde edilmişti. Ganimetlerin paylaşımı konusunda daha önceden uygulanarak sabit olmuş İslâmî bir kural bulunmadığı için, doğrudan çarpışmaya katılanlarla cephe gerisinde hizmet verenler, gençlerle yaşlılar, teşvik vb. maksatlarla kendilerine ödül vaad edilmiş kimselerle buna razı olmayanlar arasında ihtilâf çıkmıştı. Ayrıca bu savaşta kardeşini şehid vermiş olan Sa‘d b. Ebû Vakkås da müşriklerden Saîd b. Âsî’yi katletmiş, maktulün kılıcını alarak Resûlullah’a gelmiş, bunun kendisine verilmesini istemişti. İşte bu olaylar ve talepler üzerine daha Bedir’den ayrılmadan ve ganimetler paylaştırılmadan sûrenin ilk âyeti nâzil olmuştur. Bazı müfessirlere göre Hz. Peygamber’i ve müminleri savaşa teşvik eden, iman cephesinin bire karşı on kişiyle savaşsalar bile galip geleceklerini bildiren 64-65. âyetler savaştan önce gelmiştir. Şu halde sûrenin Medine’de, Bedir Savaşı sırasında gelmeye başladığı kesinlik kazanmakta, tamamlanmasının ise daha sonraki zamanlarda olduğu anlaşılmaktadır (İbn Kesîr, III, 545; İbn Âşûr, IX, 245-246).

اِنَّ شَرَّ الدَّوَٓابِّ عِنْدَ اللّٰهِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَۚ ﴿٥٥﴾
اَلَّذ۪ينَ عَاهَدْتَ مِنْهُمْ ثُمَّ يَنْقُضُونَ عَهْدَهُمْ ف۪ي كُلِّ مَرَّةٍ وَهُمْ لَا يَتَّقُونَ ﴿٥٦﴾
فَاِمَّا تَثْقَفَنَّهُمْ فِي الْحَرْبِ فَشَرِّدْ بِهِمْ مَنْ خَلْفَهُمْ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ ﴿٥٧﴾
Karşılaştır 55: Allah katında canlı varlıkların en şerlisi, inkâra saplanıp da bir türlü iman etmeyen o nankör ve inatçı kâfirlerdir.
Karşılaştır 56: Onlar, ne zaman kendileriyle bir anlaşma yapsan, Allah’tan korkmadan ve hiç çekinmeden her defasında anlaşmalarını bozarlar.
Karşılaştır 57: Eğer onları savaşta kıstırıp ele geçirecek olursan, onları öyle bir cezalandır ki, arkadan gelip aynı şekilde davranacak diğer düşmanlara ibret olsun; belki akıllarını başlarına alırlar da bir daha böyle yanlışlık yapmazlar.

TEFSİR:

Resûl-i Ekrem (s.a.s.), Benî Kurayza yahudileri ile bir sözleşme yapmıştı. Buna göre müslümanların aleyhinde bir davranışta bulunmayacak, hiç kimseye yardım etmeyecek ve destek vermeyeceklerdi. Böyle iken Bedir savaşında müşriklere silah yardımında bulundular; sonradan da unuttuklarını, hata ettiklerini söylediler. Sonra yeniden bir sözleşme daha yapıldı, onu da Hendek Savaşı’nda bozdular. Reisleri olan Kâ‘b b. Eşref, Mekke’ye gitti, orada müşriklerle bir ittifak antlaşması yaptı. İşte bu âyetler bu ve benzeri hadiseler üzerine nâzil olmuştur. (bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, X, 33-34; Kurtubî, el-Câmi‘, VIII, 30)

Bunlar gibi imana gelmez, anlaşma tanımaz, Allah’tan korkmaz grupları, savaş durumu olup da ele geçirince, öyle cezalandırmak, öyle dağıtıp perişan etmek gerekir ki, arkalarında bunlar gibi anlaşmalarını bozacak olanlara ibret olsun, akıllarını başlarına alsınlar da böyle tehlikeli bir davranıştan vazgeçsinler. İbret alsınlar da, başkalarına ibret olmasınlar.

Anlaşmalarda dikkat edilecek bir başka husus da şudur:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/09/maddeler-halinde-kuran-i-kerimin-ozellikleri-nelerdir-192823-m.png
Maddeler Halinde Kur’ân-ı Kerîm’in Özellikleri Nelerdir?

Ebedî mûcize Kur’ân-ı Kerîm, pek çok güzel özelliğe sahiptir. Bunlardan bir kısmını şöyle ifade etmek mümkündür: Kur’ân-ı Kerîm, Rahmân olan Alla ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/09/buruc-suresinin-meali-192791.jpg
Burûc Suresinin Meali

Burûc sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 22 ayettir. İsmini, birinci âyette geçip “burçlar” mânasına gelen الْبُرُوجُ (burûc) kelimesinden alır. Mushaf ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/09/allah-katinda-tek-din-islamdir-ayeti-192794-m.jpg
“Allah Katında Tek Din İslam’dır” Ayeti

Al-i İmran suresinin 19. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Allah Katında Tek Din İslam’dır” Ayetinin Arapçası اِنَّ الدّ۪ينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/09/al-i-imran-suresinin-19-ayeti-ne-anlatiyor-192793-m.jpg
Al-i İmran Suresinin 19. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ الدّ۪ينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَامُ۠ Allah nezdinde hak din İslam’dır. (Âl-i İmrân, 3/19) TEK HAK DİN: İSLAM Bi ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/09/kurani-kerimin-tarifi--kuranin-lugat-ve-terim-anlami-ile-diger-isimleri-192795-m.jpg
Kur’an'ı Kerim’in Tarifi | Kuran'ın Lugat ve Terim Anlamı İle Diğer İsimleri

Ebû Ümâme radıyallahu anh, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i: “Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatç ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/09/tarik-suresinin-meali-192774.jpg
Tarık Suresinin Meali

Tārık sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 17 âyettir. İsmini birinci âyette geçen ve “yıldız” mânasına gelen اَلطَّارِقُ (tārık) kelimesinden alır. Mushaf ...