# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Śumme kellâ sevfe ta’lemûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Hayır! Hayır! Elbette yakında bileceksiniz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 3, 4. Hayır! Yakında bileceksiniz! Elbette yakında bileceksiniz! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Hayır; gözünüzü açın; yakında bileceksiniz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hayır, Hayır! İleride bileceksiniz! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yine hayır! Yakında bileceksiniz (hatanızı). |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sonra öyle değil, ilerde bileceksiniz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Yine sakının. İleride bileceksiniz. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonra (yine) hayır! İleride bileceksiniz! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yine sakının. İleride (kabirde size ne yapılacağını) bileceksiniz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra öyle değil, ileride bileceksiniz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Evet, öğreneceksiniz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Again, ye soon shall know! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tekâsür Sûresi 4. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِلَى الْمَسْجِدِ الْاَقْصَا الَّذ۪ي بَارَكْنَا ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّك ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ Al ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّمَا يَفْتَرِي الْكَذِبَ الَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْكَاذِبُونَ Ancak Allah’ı ...
Zengin kelimesi sözlükte, “Parası, malı çok olan; varlıklı, yokluksuz, variyetli” demektir. Fıkıhta ise zenginlik, “aslî ihtiyaçlardan fazla mala sah ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَاِذَا قَرَأْتَ الْقُرْاٰنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّج۪يمِ Kur’an okuyacağın vakit, o kovulmuş şeyt ...