# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّع۪يمِ | |
Türkçe Okunuşu * | Śumme letus-elunne yevme-iżin ‘ani-nna’îm(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O gün, bütün nimetlerden kesinlikle hesâba çekileceksiniz! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 5, 6, 7, 8. Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız, (orada) mutlaka cehennem ateşini görürdünüz. Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz. Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sonra o gün, size verilmiş olan her nimetten sorguya çekileceksiniz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sonra, yemin olsun ki, o gün (size verilen) her nimetten sorulacaksınız |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sonra kasem olsun o gün o naîmden muhakkak sorulacaksınız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sonra, andolsun, o gün elbet ve elbet size ni'met (ler) sorulacakdır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonra o gün, (size dünyada verilmiş olan) ni'metlerden (teker teker) mutlaka sorulacaksınız! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sonra and olsun, o gün (kıyamette) nimetin şükründen muhakkak sorulacaksınız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra kasem olsun ki o gün her türlü nîmetten muhakkak sorulacaksınız. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ve o gün nimetlerden sorguya çekileceksiniz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Then, shall ye be questioned that Day about the joy (ye indulged in!). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tekâsür Sûresi 8. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...