# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَق۪ينِۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Kellâ lev ta’lemûne ‘ilme-lyakîn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Hayır! Eğer gerçeği kesin bir bilgiyle bilseydiniz böyle yapmaya cür’et edemezdiniz! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 5, 6, 7, 8. Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız, (orada) mutlaka cehennem ateşini görürdünüz. Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz. Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Dikkat edin, şayet yaptığınızın sonucunu kesin olarak bir bilseniz! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hayır, kesin olarak bir bilseniz.. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | 5,6. Hayır! Eğer kesin bilgi ile bilseniz, elbette cehennemi görürsünüz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Öyle değil, ilmelyakîn bilseniz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sakının. Eğer şübhesiz (ve kat'î) bir bilgi ile bilseydiniz (böyle yapmazdınız). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hayır! Eğer (gerçeği) kat'î bir ilimle bilseydiniz (böyle yapmazdınız)! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sakının; eğer (kıyamet günü size ne yapılacağını) kesin bir bilgiyle bilseydiniz, (dünyada öğünüp durmazdınız). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Vazgeçin. Sizin anladığınız gibi değil, eğer yakın bir bilgi ile bilecek olsa idiniz. (öyle yapmazdınız). |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onu kesin olarak bir bilseydiniz! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Nay, were ye to know with certainty of mind, (ye would beware!) |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tekâsür Sûresi 5. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “…Kur’ân’ı tâne tâne oku.” (el-Müzzemmil, 4) KUR’AN’I YÜZÜNDEN DOĞRU BİR ŞEKİLDE OKUMAK Hadîs-i şerîfte de Kur’ân’ı güzel ...