Tahrim Sûresi 3-5. Ayet Tefsiri


3-5 / 12


Tahrim Sûresi Hakkında

Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geçici bir süre kendine haram kılmasından bahsedildiği için bu ismi almıştır. Mushaf tertîbine göre 66, nüzûl sırasına göre ise 106. sûredir.

Tahrim Sûresi Konusu

Resûlullah (s.a.s.) ile hanımları arasında vuku bulan bir hâdiseden hareketle aile içi münâsebetler ele alınır. Hem Efendimiz (s.a.s.)’in hanımları, hem de diğer mü’minlere öğütler verilir. Dikkat çekici iki örnekle, inanan ve inanmayan kadınların âkıbetleri gözler önüne serilir.

Tahrim Sûresi Nuzül Sebebi

Mushaftaki sıralamada altmış altıncı, iniş sırasına göre yüz yedinci sûredir. Hucurât sûresinden sonra, Tegåbün sûresinden önce Medine’de nâzil olmuştur.

وَاِذْ اَسَرَّ النَّبِيُّ اِلٰى بَعْضِ اَزْوَاجِه۪ حَد۪يثًاۚ فَلَمَّا نَبَّاَتْ بِه۪ وَاَظْهَرَهُ اللّٰهُ عَلَيْهِ عَرَّفَ بَعْضَهُ وَاَعْرَضَ عَنْ بَعْضٍۚ فَلَمَّا نَبَّاَهَا بِه۪ قَالَتْ مَنْ اَنْبَاَكَ هٰذَاۜ قَالَ نَبَّاَنِيَ الْعَل۪يمُ الْخَب۪يرُ ﴿٣﴾
اِنْ تَتُوبَٓا اِلَى اللّٰهِ فَقَدْ صَغَتْ قُلُوبُكُمَاۚ وَاِنْ تَظَاهَرَا عَلَيْهِ فَاِنَّ اللّٰهَ هُوَ مَوْلٰيهُ وَجِبْر۪يلُ وَصَالِحُ الْمُؤْمِن۪ينَۚ وَالْمَلٰٓئِكَةُ بَعْدَ ذٰلِكَ ظَه۪يرٌ ﴿٤﴾
عَسٰى رَبُّهُٓ اِنْ طَلَّقَكُنَّ اَنْ يُبْدِلَهُٓ اَزْوَاجًا خَيْرًا مِنْكُنَّ مُسْلِمَاتٍ مُؤْمِنَاتٍ قَانِتَاتٍ تَٓائِبَاتٍ عَابِدَاتٍ سَٓائِحَاتٍ ثَيِّبَاتٍ وَاَبْكَارًا ﴿٥﴾
Karşılaştır 3: Bir vakit Peygamber hanımlarından birine sır olarak bir söz söylemiş ve bundan kimseye bahsetmemesini iyice tembihlemişti. Fakat hanımı o sözü, kumalarından birine aktarınca, Allah da durumdan Peygamberi’ni haberdar kıldı. Peygamber de o hanımına yaptığının bir kısmını anlattı, bir kısmına ise onu daha fazla üzüp utandırmamak için hiç değinmedi. Peygamber olup bitenden hanımını bu şekilde haberdar edince, hanımı: “Bunu sana kim söyledi?” diye sordu. Peygamber de: “Onu bana her şeyi hakkıyla bilen, her şeyden haberdar olan Allah bildirdi” diye cevap verdi.
Karşılaştır 4: Ey Peygamber hanımları! Siz ikiniz Allah’a tevbe ederseniz, bu sizin için hayırlı olacaktır; çünkü kalpleriniz haksızlığa doğru kaymış bulunuyor. Şâyet Peygamber’e karşı birbirinize arka çıkarsanız, şunu bilin ki Allah onun dostu, yardımcısı ve koruyucusudur. Cebrâil ve sâlih mü’minler de. Bundan başka, melekler de onun yardımcısı ve koruyucusudur.
Karşılaştır 5: Peygamber sizi boşayacak olursa, bakarsınız sizin yerinize Rabbi ona sizden daha hayırlı olan, Allah’a teslimiyet gösteren, inanan, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibâdete düşkün, oruç tutan dul ve bâkire başka eşler nasip eder.

TEFSİR:

Resûlullah (s.a.s.)’in sırrını açtığı hanımının ismi ve ona ne söylediği âyette açıkça belirtilmeyip sadece bunlara işaret edilir. Eğer bizim için faydalı ve gerekli bir şey olsaydı elbette bu açıkça bildirilirdi. Dolayısıyla eşler arası ve aile mahremiyetine ait olduğu anlaşılan bu sırrın ne olduğunu araştırıp ifşâ etmek bizim için doğru bir davranış değildir. Esas vazifemiz, verilmesi istenen mesajlar üzerine tefekkür edip derinleşmektir. Nitekim burada gözetilen maksat, Peygamberimiz (s.a.s.)’in hanımlarını, yapılan bir hata yüzünden ikaz etmek ve kendilerine çok önemli bir şahsın hanımları olduklarını hatırlatmaktır. Özellikle “sırrın ifşâsı” çok büyük bir hatadır. Çünkü Resûlullah (s.a.s.), dünyaya istikâmet veren bir davanın temsilcisi idi. Bir taraftan mü’minleri terbiye edip sağlam bir İslâm cemiyeti teşekkül ettiriyor, bir taraftan da İslâm düşmanlarıyla amansız bir mücâdele yürütüyordu. Bu açıdan bakıldığında, dâvanın merkez karargâhı mevkiinde bulunan Efendimiz (s.a.s.)’in devlethanesinde konuşulan sözlerin ve tutulması gereken sırların apayrı bir ehemmiyeti vardı. Bu hususta hanımlarından birinin göstereceği ihmal, büyük zararlara yol açabilirdi. Bu sebeple Kur’an, mes’elenin üzerine büyük bir ciddiyet ve dikkatle eğilmiş ve bunu, tüm müslümanlara kıyamete kadar okuyacakları bir ibret dersi olmak üzere ebedîleştirmiştir.

4. âyetteki “siz ikiniz” hitabının, ilgili rivayetlere bakıldığında, Hz. Aişe ile Hz. Hafsa’ya yapıldığı görülür. (bk. Buhârî, Tefsir 66/2; Müslim, Talâk 31-34) Bunlardan Resûlullah (s.a.s.)’in gönlünü almaları istenir. Ayrıca kıskançlık, sır yayma ve Efendimiz (s.a.s.)’in hoşlanmayacağı her türlü aşırılıktan uzak durma konusunda ikaz edilirler. Hem peygamberleri hem de kocaları olan Allah Resûlü (s.a.s.)’e karşı vazife ve sorumluluklarını tam olarak îfâ etmeleri, bu konuda ciddi olmaları ve ihmalkâr davranmamaları öğütlenir. Her hususta ona yardımcı ve destekçi olmaları talep edilir. Nitekim Allah’ın, Cebrâil’in, sâlih mü’minlerin ve meleklerin Resûlullah (s.a.s.)’in yardımcısı, destekçisi ve dostu olduğu bildirilerek, işin ne kadar önemli ve ciddi olduğu gösterilmektedir. Daha sonra hitap, Efendimiz’in bütün hanımlarına çevrilerek, onlara Resûlullah (s.a.s.)’e eş olmanın kıymet ve ehemmiyetini anlamaları öğütlenir. Teslimiyet, iman, ahlâk, ibâdet, zühd ve itaatleriyle Peygamber’e layık birer eş olmaları talep edilir. (bk. Ahzâb 33/27-34) Eğer bu hususta ihmalkâr davranırlarsa, Peygamber de boşama hakkını kullandığı takdirde, ona burada güzel vasıfları bir bir sayılan kendilerinden daha hayırlı eşler lütfedeceği haber verilir.

Şimdi de, nesilleri dünyada kötülüklerden, kıyâmet gününde de Allah’ın azabından koruyabilmek için İslâm’ın sağlam temelleri üzerine kurulmuş âile yapısının önemine dikkat çekmek üzere buyruluyor ki:

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-46-ayeti-ne-anlatiyor-197231-m.jpg
Yusuf Suresinin 46. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: يُوسُفُ اَيُّهَا الصِّدّ۪يقُ “Yûsuf! Ey özü sözü doğru arkadaş!” (Yûsuf, 12/46) EY DOĞRU ARKADAŞ! Bilgi: Zindan arkada ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/kibir-ve-kendini-begenmek-ile-ilgili-ayetler-197207-m.jpg
Kibir ve Kendini Beğenmek ile İlgili Ayetler

“İşte âhiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuk yapmayı istemeyenlere nasib ederiz. Sonunda kazançlı çıkanlar, fenalıktan sakı ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-39-ayeti-ne-anlatiyor-197194-m.jpg
Yusuf Suresinin 39. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ ءَاَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ اَمِ اللّٰهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُۜ “Ey zindan arkadaşlarım! ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-33-ayeti-ne-anlatiyor-197175-m.jpg
Yusuf Suresinin 33. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ رَبِّ السِّجْنُ اَحَبُّ اِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَن۪ٓي اِلَيْهِۚ وَاِلَّا تَصْرِفْ عَنّ۪ي كَيْدَهُنَّ اَصْبُ اِلَيْهِن ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/mahmut-sagir-kuran-ziyafeti-285-ibrahim-suresi-38-41-ayetler-197176.png
Mahmut Sağır (Kuran Ziyafeti 285) İbrahim Sûresi 38-41. Ayetler

İbrahim Sûresi 38-41. Ayet Tefsiri 38. “Rabbimiz! Hiç şüphesiz sen, bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Çünkü yerde olsu ...