# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَا يَخَافُ عُقْبٰيهَا | |
Türkçe Okunuşu * | Velâ yeḣâfu ‘ukbâhâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah, onları helâk etmesinin sonucundan asla endişe duyacak değildir! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 11, 12, 13, 14, 15. Semûd kavmi azgınlığı yüzünden (Allah'ın elçisini) yalanladı. Onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) atıldığında, Allah'ın Resûlü onlara: «Allah'ın devesine ve onun su hakkına dokunmayın!» dedi. Ama onlar, onu yalanladılar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri günahları sebebiyle onlara büyük bir felâket gönderdi de hepsini helâk etti. (Allah, bu şekilde azap etmenin) âkıbetinden korkacak değil ya! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bu işin sonundan O'nun korkusu yoktur. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Allah, bunun sonucundan çekinmez de! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Öyle ya, Allah bu işin sonundan korkacak değil ya. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Âlemlerin rabbı da günahlarını başlarına geçiri geçiriverdi de o yeri düzleyiverdi. Öyle ya o sonundan korkacak değil ki |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | bunun sonundan (hiç bir vech ile) korkmayarak! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve (O,) bunun (bu yaptığı işin) âkıbetinden korkmaz! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Allah (yaptığı bu azabın) akıbetinden korkacak değildir, (hiç bir sorumluluğu yoktur). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve Allah Teâlâ onların bu ihlak-i akibetinden korkacak değildir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Allah bunun sonucundan korkacak değil ya! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And for Him is no fear of its consequences. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şems Sûresi 15. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِلَى الْمَسْجِدِ الْاَقْصَا الَّذ۪ي بَارَكْنَا ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّك ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ Al ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّمَا يَفْتَرِي الْكَذِبَ الَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْكَاذِبُونَ Ancak Allah’ı ...
Zengin kelimesi sözlükte, “Parası, malı çok olan; varlıklı, yokluksuz, variyetli” demektir. Fıkıhta ise zenginlik, “aslî ihtiyaçlardan fazla mala sah ...