Şems sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 15 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen ve “güneş” mânasına gelen اَلشَّمْسُ (şems) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 91, nüzûl sırasına göre ise 26. sûredir.
On bir kez üst üste yeminlerle insan nefsinin mâhiyetine dikkat çekilir. Onu kötülüklerden arındıranın kurtuluşa ereceği, aksine onu kötülüklere gömenin zarara uğrayacağı tekitle beyân edilir. Terbiye ve tezkiye edilmemiş nefsin insanın başına nasıl belâ olduğu Semûd kavmi misaliyle muşahhas hâle getirilir.
Mushaftaki sıralamada doksan birinci, iniş sırasına göre yirmi altıncı sûredir. Kadir sûresinden sonra, Bürûc sûresinden önce Mekke’de inmiştir.
Resûlullah (s.a.s.), kabilesine imamlık yapan Muaz b. Cebel’e, yatsı namazında uzun sûreler yerine Şems sûresi gibi kısa sûreler okumasını tavsiye etmiştir. (Buhârî, Ezân 63; Müslim, Salât 178)
Kendisi hesaba çeken fakat kimse tarafından hesaba çekilemeyen, bütün güç ve kudretin sahibi olan Allah, müstahak olan fert ve toplumları helak eder. Fakat yaptığının sonucundan korkmaz. Bu işin sonunda kendine bir zarar geleceğinden endişe etmez. Çünkü hiçbir gücün, “Sen bunları niye helak ettin?” diye sorma hakkı yoktur. O istediğini helak eder, istediğini öldürür. Helak ettiklerini savunacak veya onlara yardım edecek kimse bulunmaz. Bu sebeple, Semûd kıssasının hatırlatılmasında, Peygamberimiz (s.a.s.)’e karşı gelip onun buyruklarını dinlemeyen azgınların da neticede acı bir azap ve fecî bir helâke uğrayacakları tehdîdi vardır.
Şimdi de, Şems sûresinde bahsedilen nefsini temizleyenin kurtuluşa ermesi ve onun günahlara gömenin ise ziyana uğraması gerçeğinin farklı bir bakış açısından izahı sadedinde Leyl sûresi gelecektir:
Kur’an’da şöyle buyrulur: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِلَى الْمَسْجِدِ الْاَقْصَا الَّذ۪ي بَارَكْنَا ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّك ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ Al ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّمَا يَفْتَرِي الْكَذِبَ الَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْكَاذِبُونَ Ancak Allah’ı ...
Zengin kelimesi sözlükte, “Parası, malı çok olan; varlıklı, yokluksuz, variyetli” demektir. Fıkıhta ise zenginlik, “aslî ihtiyaçlardan fazla mala sah ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَاِذَا قَرَأْتَ الْقُرْاٰنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّج۪يمِ Kur’an okuyacağın vakit, o kovulmuş şeyt ...