Rahmân Sûresi 27. Ayet Tefsiri


27 / 78


Rahmân Sûresi Hakkında

Rahmân sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 78 âyettir. İsmini 1. âyette geçen Allah Teâlâ’nın اَلرَّحْمٰنُ  (Rahmân) ism-i şerîfinden alır. Bu isim, sûrenin muhtevasıyla da alakalıdır. Zira sûrede baştan sona kadar Allah’ın rahmeti ve rahmetinin tezahürleri zikredilir. Mushaf tertîbine göre 55, nüzûl sürecine göre 97. sûredir.

Rahmân Sûresi Konusu

Allah Teâlâ’nın nihâyetsiz rahmeti ve bu rahmetin en büyük tecellisinin Kur’ân-ı Kerîm’i indirip insanı onu anlayacak ve anlatacak şekilde yaratması olduğu hatırlatılır. Kamer süresi 49. âyette bahsedilen “her şeyin bir ölçüye göre yaratılmasının” bir tefsiri sadedinde göklerde ve yerde bulunan ilâhî nizama, şaşmaz ölçü ve ahenge dikkat çekilir. Cenâb-ı Hakk’ın insan ve cinlere bahşettiği büyük nimetleri sayılır. Her nimet hatırlatıldıkça “Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kudretini yalanlayabilirsiniz?” (Rahmân 55/13) ikazı tekrar edilir. İnkârcı ve nankörlerin cehennemdeki cezalarına kısaca temas edildikten sonra, iyilik ve ihsan sahiplerine va’dedilen kat kat cennetlerin ve o cennetlerde yığınla kaynaşan nimetlerin genişçe tasviri yapılır. 

Rahmân Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada elli beşinci, iniş sırasına göre doksan yedinci sûredir. Ra‘d sûresinden sonra, İnsân sûresinden önce Medine’de nâzil olmuştur. Tamamının Mekkî olduğu veya bir kısmının Mekke’de bir kısmının ise Medine’de indiği görüşleri de vardır (Zemahşerî, IV, 49). Şevkânî, sûrenin hem Mekke’de hem de Medine’de indiğine dair rivayetler bulunduğu dikkate alınarak kısmen Mekkî kısmen Medenî olduğunu kabul etmenin uygun olacağını belirtir (V, 151).

Rahmân Sûresi Fazileti

         Sûrede, edebiyatımızda terciibend denen edebî sanat benzeri bir üslûpla, “Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?” anlamındaki cümleye otuz bir defa yer verilmiştir.

TEFSİR:

Yaratılmış tüm varlıklar fanîdir. Bâkî olan yalnızca Allah’tır. Bu sebeple yeryüzünde yaşayan başta sorumlu varlıklar olan insanlar ve cinler olmak üzere her şey yok olacaktır. Sadece sonsuz büyüklük ve ikram sahibi Allah’ın zâtı bâkî kalacaktır. Şâir İsmâil Hilmi bu hakikati şöyle terennüm eder:

“Cihân ne şâha, ne şevket-meâba kalmıştır.

Serîr u tâc u hazâin türâba kalmıştır.

Sarîr-i hâmeden eflâke ser çeken fermân,

Mezar taşında küçülmüş kitâbe kalmıştır.”

“Bu dünya ne padişâha, ne de güçlü kuvvetli insanlara kalmıştır. Bütün tahtlar, taçlar ve hazineler toprak olup gitmiştir. Kalemin cızırtısıyla göklere yükselen yani herkesi hükmü altına alan padişâh fermanı, şimdi küçülmüş mezar taşında küçük bir kitâbe hâline dönüşmüştür.”

Anlatıldığına göre zamanın hükümdarı muhteşem bir saray yaptırır. En ünlü mimarların ve ustaların özenle inşa ettikleri bu sarayda hiçbir şey eksik bırakılmaz. Saray tepeden tırnağa, kapıdan çatıya mimarî incelik ve harikalarla doludur. Hükümdar, ilmine irfanına çok değer verdiği devrinin velilerinden birini bu saraya davet eder. İkram ve ihsanda bulunur. O Allah dostu saray hakkında hiçbir değerlendirmede bulunmaz. En son çıkarken hükümdar sabredemez ve:

“- Ey muhterem kişi! Bu sarayı ben yaptırdım. Dünyanın en güzel saraylarından biri olmasını istedim. Büyük bir ihtimamla yaptırdığım bu saray hakkında bir fikir beyan etmeyecek misin? Bir şey söylemeyecek misin?” diye sorar.

O Allah dostu sağ eliyle sakalını sıvar, şöyle bir içi geçirir ve:

“Evet, sarayın her şeyi güzel. Hiçbir şey eksik bırakılmamış. Ama ne çare ki «Bekâsı yok!»” der.

Şu bir gerçektir ki, Cenâb-ı Hakk’ın varlığı hiçbir şeye bağlı değilken, yaratıkların varlığı O’na bağlıdır. Gökte ve yerde olan herkes tüm ihtiyaçlarını hem dilleriyle hem de halleriyle O’ndan talep eder dururlar. Mesela gökteki varlıklar O’ndan bağışlanma dilerken, yerdekiler de O’ndan hem rızık hem bağışlanma isterler.  Cenâb-ı Hak da devamlı surette onların ihtiyacı olan şeyleri yaratır, ihsan eder. Çünkü O her an yaratma halindedir. Her saniyede milyarlarca fiilî tecellîde bulunur. Yaratma-yok etme, sıhhat-hastalık, izzet-zillet, rızk verme-mahrum etme, tayin-azil, zenginlik ve fakirlik gibi hallerin kimini getirir kimini götürür. Şâir bu ilâhî tecellî karşısındaki hayranlığını şöyle ifade eder:

“Her lahzada bir cihân yaparsın,

Her anda bin âsuman yaparsın.” (Ziyâ Paşa)

Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.), bu âyetin tefsirinde: “Bir günahı bağışlamak, bir sıkıntıyı kaldırmak , bir topluluğu yüceltip daha başkalrını alçaltmak O’nun işlerindendir” buyurmuştur. (İbn Mâce, Mukaddime 13) Sınırsız bir sebep ve hikmet teselsülü içinde ilâhî iradenin gerektirdiği şekilde bu işler durmadan icra edilir. Öyle ki eğer Allah Teâlâ, bir an yaratıklarından alakasını kesecek olsa hepsi yok olur gider. Bu sebeple kulun ilk vazifesi, kendini yaratan ve varlığını devam ettiren Rabbini azamet, büyüklük ve keremine uygun tarzda tanımak ve O’na teslim olmaktır.

Sorumlu varlıklar olan insan ve cin topluluğuna hitaplar şöyle devam ediyor:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-39-ayeti-ne-anlatiyor-197194-m.jpg
Yusuf Suresinin 39. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ ءَاَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ اَمِ اللّٰهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُۜ “Ey zindan arkadaşlarım! ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-33-ayeti-ne-anlatiyor-197175-m.jpg
Yusuf Suresinin 33. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ رَبِّ السِّجْنُ اَحَبُّ اِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَن۪ٓي اِلَيْهِۚ وَاِلَّا تَصْرِفْ عَنّ۪ي كَيْدَهُنَّ اَصْبُ اِلَيْهِن ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/mahmut-sagir-kuran-ziyafeti-285-ibrahim-suresi-38-41-ayetler-197176.png
Mahmut Sağır (Kuran Ziyafeti 285) İbrahim Sûresi 38-41. Ayetler

İbrahim Sûresi 38-41. Ayet Tefsiri 38. “Rabbimiz! Hiç şüphesiz sen, bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Çünkü yerde olsu ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/vakia-suresi-hakkinda-bilgi-197173-m.jpg
Vakıa Suresi Hakkında Bilgi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/dinden-donenler-ile-ilgili-ayet-i-kerime-197174-m.jpg
Dinden Dönenler İle İlgili Ayet-i Kerime

“Ey iman edenler! Sizden biriniz dinden dönerse, şunu iyi bilsin ki, Allah o şahsın yerine, kendisinin sevdiği ve kendisini seven insanlar getirir. ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-23-ayeti-ne-anlatiyor-197149-m.jpg
Yusuf Suresinin 23. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: وَرَاوَدَتْهُ الَّت۪ي هُوَ ف۪ي بَيْتِهَا عَنْ نَفْسِه۪ وَغَلَّقَتِ الْاَبْوَابَ وَقَالَتْ هَيْتَ لَكَۜ قَالَ مَعَاذَ اللّٰ ...