Neml Sûresi 28. Ayet Tefsiri


28 / 93


Neml Sûresi Hakkında

Neml sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 93 âyettir. İsmini 18. âyette geçen ve “karıncalar” mânasına gelen اَلنَّمْلُ (neml) kelimesinden alır. Sûrenin, Hz. Süleyman ve Sebe’ melikesi kıssasına geniş yer vermesi sebebiyle “Süleyman sûresi” ve Hüdhüd adlı kuştan bahsedilmesi sebebiyle de “Hüdhüd sûresi” isimleri de vardır. Mushaf’taki resmi sırası itibarıyla 27, iniş sırasına göre ise 48. sûredir. İçinde tilâvet secdesi bulunmaktadır.

Neml Sûresi Konusu

Sûre, ana konu olarak İslâm’ın inanç esaslarından bahseder. Allah’ın varlığı ve birliği, peygamberlik, vahiy gerçeği ve ilâhî kitaplar, âhiret hayatı mevzuları işlenir. İşlenen mevzulara ışık tutması bakımından Hz. Mûsâ, Hz. Dâvûd ve Hz. Süleyman, Hz. Sâlih ve Hz. Lût’un kıssalarından birer kesit takdim edilir. Allah Teâlâ’nın kâinattaki kudret ve azamet tecellilerinden misaller verilerek akıllar ve kalpler tevhidin idraki için harekete geçirilir. Kıyâmetin büyük alametlerinden biri olan دابة الأرض (dâbbetü’l-arz) bu sûrede anlatılır. Kıyâmet ve mahşer manzaralarına kısa bir dokunuştan sonra, dünyada iman ve sâlih ameller peşinde koşanlarla, nefeslerini günahlar ve nefsânî arzular yollarında hebâ edenlerin âkıbetleri gözler önüne serilir. Kurtuluş yolu olarak da Allah’a kulluk etmek, O’na teslim olmak, Kur’ân-ı Kerîm’i mânasını anlayarak okumak, sapıklıktan uzak durup hidâyet yollarına yönelmek ve hiçbir şeyden gâfil olmayan Allah’ı hamde devam etmek gösterilir.

Neml Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada yirmi yedinci, iniş sırasına göre kırk sekizinci sûredir. Şuarâ sûresinden sonra, Kasas sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

اِذْهَبْ بِكِتَاب۪ي هٰذَا فَاَلْقِهْ اِلَيْهِمْ ثُمَّ تَوَلَّ عَنْهُمْ فَانْظُرْ مَاذَا يَرْجِعُونَ ﴿٢٨﴾
Karşılaştır 28: “Şu mektubumu götürüp onların yanına bırak; sonra onlardan biraz öteye çekil de hangi neticeye varacaklarını gözle!”

TEFSİR:

Hüdhüd’ün “sana Sebe’ halkından çok mühim ve doğuluğu kesin bir haber getirdim” sözünde devlete arz olunacak haberlerin iyi araştırılarak şüpheden uzak olması gereğine; Hz. Süleyman’ın da “doğru söyleyip söylemediğine bakacağız” sözünde de devlet başkanın her duyduğu habere güvenerek harekete geçmemesinin ve o haberin doğruluğunu mutlaka araştırmasının önemine işaret vardır. Nitekim âyet-i kerîmede buyrulur:

“Ey iman edenler! Size, ‘hiçbir endişe, iç burkulması duymadan dinin emir ve yasaklarını açıktan açığa çiğneyebilen ve yalana aldırmayan’ bir kimse önemli bir haber getirecek olursa bunun doğru olup olmadığını iyice araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa karşı haksız bir saldırıda bulunur, sonra da yaptığınıza pişman olursunuz!” (Hucurât 49/6)

Ayrıca burada “haber-i vâhid”in[1] kesin bilgi ifade etmediğine, doğru ya da yanlış olma ihtimalinin bulunduğuna, dolayısıyla bu hususta “caiz” sınırında durmak gerektiğine bir delâlet görmek mümkündür. Diğer yönden o haberi getireni hemen reddetmeyip, verdiği haberin doğru veya yanlış olduğuna bakmanın lüzûmuna da bir işaret vardır. Süleyman (a.s.), Hüdhüd’ün mazeretini kabul ederek onu cezalandırmaktan vazgeçmiştir. Bununla devlet başkanının ve mevkilerine göre diğer idârecilerin, halkın mazeretlerini kabul edip cezalandırmayı bırakmaları tavsiye olunmaktadır.

Bu âyet-i kerîmeler, müşriklere ve dinden habersiz insanlara mektuplar gönderip bu yolla onları İslâm’a daveti bir üsul olarak önümüze koyar. Ayrıca dinin tebliği bakımından günümüzün mektup, telefon, telgraf, mesaj, mail gibi tüm iletişim vasıtalarının etkin bir şekilde kullanımını teşvik eder. Nitekim Resûlullah (s.a.s.), Medine döneminde pek çok devlet başkanı ve kabile reisine İslâm’ı tebliğ etmek üzere mektuplar göndermiştir.

 Hüdhüd mektubu alıp gitti, emredildiği gibi mektubu onların yanına bıraktı. Bir kenara çekilip Belkis ve tayfasının ne yapacaklarını ve mektuptaki taleplere nasıl bir karşılık vereceklerini beklemeye başladı:

[1] Haber-i vâhid: Tek kişinin verdiği haber.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-75-ayeti-ne-anlatiyor-198364-m.jpg
Kehf Suresinin 75. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 75. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 75. Ayeti Arapça: قَالَ اَلَمْ اَقُلْ لَكَ اِنَّكَ لَنْ تَسْتَط۪يعَ مَعِيَ صَبْرًا Kehf S ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-66-67-ayetleri-ne-anlatiyor-198348-m.jpg
Kehf Suresinin 66-67. Ayetleri Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 66-67. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 66-67. Ayetleri Arapça: قَالَ لَهُ مُوسٰى هَلْ اَتَّبِعُكَ عَلٰٓى اَنْ تُعَلِّمَنِ مِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2016/06/kuranokumaninfazileti-702x336.jpg
Kur’ân-ı Kerim Okumanın Fazileti İle İlgili Hadisler

Kur’ân-ı Kerim, İslâm dininin kutsal kitabıdır. Kur’an okumanın gerekliliği ve fazileti üzerinde sıkça durulur. Kur’an’ın bazı yerlerde kendini “zikr ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-54-ayeti-ne-anlatiyor-198332-m.jpg
Kehf Suresinin 54. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 54. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 54. Ayet Arapça: وَلَقَدْ صَرَّفْنَا ف۪ي هٰذَا الْقُرْاٰنِ لِلنَّاسِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍۜ وَك ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-46-ayeti-ne-anlatiyor-198323-m.jpg
Kehf Suresinin 46. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-45-ayeti-ne-anlatiyor-198300-m.jpg
Kehf Suresinin 45. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...