Mü'min Sûresi 10-12. Ayet Tefsiri


10-12 / 85


Mü'min Sûresi Hakkında

Mü’min sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 85 âyettir. İsmini, 28-45. âyetlerde kıssası anlatılan ve kendisinden “mü’min adam” diye bahsedilen Firavun ailesinden Hz. Mûsâ’ya inanan bir kimseden alır. Sûrenin bir ismi de اَلْغَافِرُ (Ğâfir)dir. Bu ismini ise 3. âyette geçen ve Allah Teâlâ’nın “bağışlayıcı” mânasına gelen Ğâfir güzel isminden alır. Resmî tertibe göre 40, iniş sırasına göre 60. sûredir.

Mü'min Sûresi Konusu

Sûrenin, müşriklerin müslümanlara işkencelerinin iyice arttığı ve artık Resûlullah (s.a.s.)’i öldürme planları yaptıkları bir dönemde indiği anlaşılmaktadır. Çünkü verilen misaller hep bu istikâmettedir. Daha önce geçen inkârcılar da peygamberlerini öldürmek istemişlerdi, fakat Allah, peygamberlerini onların elinden kurtarmış ve kendilerini helak etmişti. Firavun Mûsâ (a.s.)’ı öldürmek istedi, Firavun’u suda boğmak suretiyle onu da kurtardı. Sûrede uzunca kıssası anlatılan “mü’min adam” ise, Hz. Mûsâ’nın öldürülmesine karşı çıkan ve onu savunan bir mücâhittir. O, hak-bâtıl mücâdelesinde hakkın üstün gelmesi için gerçekten çok akıllı ve dengeli bir tebliğ siyâseti güden kâmil bir mü’min modeli olarak takdim edilir. Bu akıllı kişinin, ortamı germeden, incitmeden, ibretli misallerle akıllara ve duygulara dengeli hitap ederek sonuç almaya çalıştığı görülür. Aynı tavrı Mekke’de müşriklere karşı Hz. Ebubekir’in sergilediğini görürüz. Sûrede bu esas konuya binâen Resûlullah (s.a.s.)’in zafere erişeceği ve müşriklerin mağlup olacağı haber verilir. Allah’ın sonsuz kudret ve azametinin bir kısım kevnî delilleri sergilenir. O’nun insanlığa olan büyük nimetlerinden bahsedilir. Neticede Peygamber (s.a.s.)’in davetini reddedip Allah ve âhiretin varlığını kabul etmeyenlerin hazin âkıbet ve pişmanlıklarından; cehennem azabını gördükten sonra inanmalarının artık bir fayda vermeyeceğinden söz edilir.

Mü'min Sûresi Nuzül Sebebi

Mushaftaki sıralamada kırkıncı, iniş sırasına göre altmışıncı sûredir. Zümer sûresinden sonra, Fussılet sûresinden önce Mekke’de inmiştir. “Hâ-mîm” diye başlayan ve arka arkaya gelen yedi sûrenin ilkidir.

Mü'min Sûresi Fazileti

Mü’min suresi, حٰمٓ  (Hâ. Mîm) diye başlayan yedi surenin ilkidir. Bu surenin de dâhil olduğu “Hâ. Mîm”le başlayan yedi sureye حَوَام۪يمْ (Havâmîm) yani “Hâmîmler” denir. Bu sûrelerin okunmasını teşvik eden bazı hadisler ve sahâbe sözleri nakledilir. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s.), Mü’min sûresinin ilk üç âyeti ile Bakara sûresinin 255. âyeti olan Âyete’l-Kürsî’yi sabah akşam okuyan bir kimsenin bu sâyede muhafaza olacağını haber vermektedir. (Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’an 21)

اِنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا يُنَادَوْنَ لَمَقْتُ اللّٰهِ اَكْبَرُ مِنْ مَقْتِكُمْ اَنْفُسَكُمْ اِذْ تُدْعَوْنَ اِلَى الْا۪يمَانِ فَتَكْفُرُونَ ﴿١٠﴾
ذٰلِكُمْ بِاَنَّهُٓ اِذَا دُعِيَ اللّٰهُ وَحْدَهُ كَفَرْتُمْۚ وَاِنْ يُشْرَكْ بِه۪ تُؤْمِنُواۜ فَالْحُكْمُ لِلّٰهِ الْعَلِيِّ الْكَب۪يرِ ﴿١٢﴾
Karşılaştır 10: İnkâra saplanıp kâfir olarak ölenlere, cehennemde azap içinde birbirlerine lânetler yağdırırken şöyle seslenilecek: “Allah’ın size olan gazabı, sizin kendinize ve birbirinize duyduğunuz öfkeden çok daha şiddetlidir. Zira siz vaktiyle imana çağrılıyor, fakat bile bile gerçeği inkâr ediyordunuz.”
Karşılaştır 12: Onlara şöyle karşılık verilecek: “Bunun sebebi şudur: Tek olan Allah’a imana ve ibâdete çağrıldığınızda O’nun birliğini inkâr ediyordunuz. O’na ortak koşulduğunda ise buna inanıyordunuz. Artık hakkınızdaki karar, çok yüce ve çok büyük olan Allah’a aittir!”

TEFSİR:

Kâfirler dünya hayatında Allah’ı inkâr, şirk ve peygamberlere düşmanlık gibi suçlarına karşılık kıyamet gününde görecekleri kötü muameleden dolayı hem kendilerine hem de suç işlemelerine sebep olanlara kızacaklardır. Melekler onlara: “Bugün kızıyorsunuz, ama peygamberler ve onların vârisleri sâlih kullar sizleri hakka davet ettiğinde, onlara karşı çıkmıştınız. Allah o zaman size, bugün kendinize kızdığınızdan daha fazla gazap buyurmuştu. Bu gün de yine Allah’ın size olan gazabı ve azabı, sizin kendinize olan öfke ve buğzunuzdan daha büyük olacaktır” diyeceklerdir.

Âhiretin dehşetli hâdiseleri karşısında çaresizlikler içinde kıvranan kâfirler, günahlarını itiraf edip bir çıkış yolu arayacaklardır. Burada bahsedilen iki ölüm ve iki hayatın ne olduğunu şu âyet-i kerîme açıklığa kavuşturur:

“Ey kâfirler! Allah’ı nasıl inkâr edebiliyorsunuz ki, ölü idiniz de sizi O diriltti. Sonra sizi öldürecek, sonra tekrar diriltecek, sonra da O’na döndürüleceksiniz.” (Bakara 2/28)

Buna göre birinci ölüm, henüz insan yaratılmadan önceki yokluk dönemidir. Birinci hayat, Allah Teâlâ’nın insanı yaratıp ona ruh üfleyerek dünyaya getirmesidir. İkinci ölüm, dünyada ecelini tamamlayıp ruhunu teslim ederek öte âleme göçmesidir. İkinci hayat ise kıyâmet günü İsrâfil’in sûra üfürmesiyle yeniden diriliştir. Kâfirler ilk üç safhayı, onları apaçık müşahede edebildikleri için inkâr edemezlerdi. Ancak son safhayı görmedikleri ve sadece Peygamber (s.a.s.) haber verdiği için inkâr ediyorlardı. Fakat kıyamet günü dördüncü safhayı da müşahede edecek ve “Evet, bize bunun hakkında daha önce haber verilmişti” diyerek kabul edeceklerdir. Ölümden sonraki hayatı inkâr ederek çok büyük bir hata yaptıklarını ve bu yanlış inanç sebebiyle ömürlerini günahla doldurduklarını itiraf edip çıkış yolu talep edeceklerdir. Fakat defterler dürülüp karar kesinleştiği için artık oradan çıkış mümkün olmayacaktır.

Öyleyse ey insanlar, bu kaçınılmaz son gelip çatmadan önce şu Kur’ânî ikazlara kulak verin:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-82-ayeti-ne-anlatiyor-195113-m.jpg
Enâm Suresinin 82. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...