# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِتَّخَذُٓوا اَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ فَلَهُمْ عَذَابٌ مُه۪ينٌ | |
Türkçe Okunuşu * | İtteḣażû eymânehum cunneten fesaddû ‘an sebîli(A)llâhi felehum ‘ażâbun muhîn(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar, kötü niyet ve davranışlarını örtmek için yeminlerini siper edinip, insanları Allah’ın yolundan uzaklaştırmaktadırlar. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan alıkoydular. Bu yüzden onlara küçük düşürücü bir azap vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alıkoydular; onlara alçaltıcı bir azap vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar yeminlerini kalkan yapıp (insanları) Allah’ın dininden alıkoydular. Bunun için onlara alçaltıcı bir azap vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan çevirdiler. Onlar için küçük düşürücü bir azab vardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yeminlerini bir siper edindiler de Allah yolundan men'ettiler onun için onlara hakaretli bir azâb var |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onlar yeminlerini bir kalkan edindiler de (bununla insanları) Allah yolundan çevirdiler. İşte onların hakkı horlatıcı bir azâbdır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar) yeminlerini (kendilerine) bir kalkan edindiler de (insanları) Allah yolundan alıkoydular; bu yüzden onlar için (pek) aşağılayıcı bir azab vardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar, yeminlerini bir kalkan edindiler de, (insanları) Allah'ın dininden çevirdiler. Onun için, onlara, hararetli bir azab var. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Yemînlerini bir kalkan ittihaz ettiler de (nâsı) Allah yolundan çevirdiler, artık onlar için bir rüsvay edici azap vardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar yeminlerini kalkan yaparak insanları Allah yolundan alıkoydular. Artık onlar için hor ve hakir edici bir azap vardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They have made their oaths a screen (for their misdeeds): thus they obstruct (men) from the Path of Allah. therefore shall they have a humiliating Penalty. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mücâdele Sûresi 16. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...