Makam ve mevki ile ilgili ayetler (7 kayıt)

En'âm / 123. Ayet

وَكَذٰلِكَ جَعَلْنَا ف۪ي كُلِّ قَرْيَةٍ اَكَابِرَ مُجْرِم۪يهَا لِيَمْكُرُوا ف۪يهَاۜ وَمَا يَمْكُرُونَ اِلَّا بِاَنْفُسِهِمْ وَمَا يَشْعُرُونَ

Bu şekilde, her ülkede kendilerine yüksek mevki ve servet verdiğimiz önde gelen pek çoklarını, o ülkenin sürekli günah hasadıyla meşgul bulunan gerçek suçluları kılarız ve onlar menfaatlerini korumak ve insanları imandan çevirmek için orada dâimâ tuzaklar kurarlar. Kurdukları tuzaklar sadece kendi aleyhlerinedir ama, bunun farkına bile varamazlar.


Yusuf / 54. Ayet

وَقَالَ الْمَلِكُ ائْتُون۪ي بِه۪ٓ اَسْتَخْلِصْهُ لِنَفْس۪يۚ فَلَمَّا كَلَّمَهُ قَالَ اِنَّكَ الْيَوْمَ لَدَيْنَا مَك۪ينٌ اَم۪ينٌ

Kral: “Onu bana getirin, onu kendime özel danışman yapayım” diye emretti. Yûsuf’la konuşunca da: “Sen bundan böyle yanımızda önemli bir yere sahip güvenilir biri olacaksın” dedi.


Yusuf / 56. Ayet

وَكَذٰلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي الْاَرْضِۚ يَتَبَوَّاُ مِنْهَا حَيْثُ يَشَٓاءُۜ نُص۪يبُ بِرَحْمَتِنَا مَنْ نَشَٓاءُ وَلَا نُض۪يعُ اَجْرَ الْمُحْسِن۪ينَ

Böylece Yûsuf’u Mısır’a yerleştirdik ve kendisine imkân ve iktidar verdik. Öyle ki, ülkenin her tarafında onun sözü geçiyordu. Biz rahmetimizi dilediğimize eriştirir, iyilik eden ve işini güzel yapanların mükâfatını asla zâyi etmeyiz.


Şuarâ / 83. Ayet

رَبِّ هَبْ ل۪ي حُكْمًا وَاَلْحِقْن۪ي بِالصَّالِح۪ينَۙ

“Rabbim! Bana ilim ve hikmet ver; beni sâlihler kullarının arasına ilhak eyle!”


Neml / 15. Ayet

وَلَقَدْ اٰتَيْنَا دَاوُ۫دَ وَسُلَيْمٰنَ عِلْمًاۚ وَقَالَا الْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ي فَضَّلَنَا عَلٰى كَث۪يرٍ مِنْ عِبَادِهِ الْمُؤْمِن۪ينَ

Doğrusu biz Dâvûd’a ve Süleyman’a husûsî bir ilim verdik. İkisi de: “Bizi mü’min kullarının birçoğuna üstün kılan Allah’a hamdolsun” dediler.


Neml / 16. Ayet

وَوَرِثَ سُلَيْمٰنُ دَاوُ۫دَ وَقَالَ يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ عُلِّمْنَا مَنْطِقَ الطَّيْرِ وَاُو۫ت۪ينَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍۜ اِنَّ هٰذَا لَهُوَ الْفَضْلُ الْمُب۪ينُ

Süleyman Dâvûd’a mirasçı oldu. Şöyle dedi: “Ey insanlar! Bize kuşların dili öğretildi ve bize her güzel şeyden bir nasip verildi. Şüphesiz bu, apaçık bir lutuftur.”


Sâd / 35. Ayet

قَالَ رَبِّ اغْفِرْ ل۪ي وَهَبْ ل۪ي مُلْكًا لَا يَنْبَغ۪ي لِاَحَدٍ مِنْ بَعْد۪يۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ

Şöyle yalvardı: “Rabbim beni bağışla ve bana, benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat ihsân eyle! Şüphesiz bütün nimetleri bağışlayan, lutufları bol olan yalnız sensin!”



https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/02/kuran_ezberi_kolay-702x336.jpg
Kurân-ı Kerîm'i Ezberleme Teknikleri

Haber: Mehmet Sait Temel   3 GÜNDE KUR'ÂN ÖĞRENMEK İSTER MİSİN? Kâinât, insan ve Kurân-ı Kerîm’i en güzel, en duygulu ve en derin bir şekilde o ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/05/ala-suresinin-okunusu-anlami-ve-tefsiri-191530-m.jpg
A’la Suresinin Okunuşu, Anlamı ve Tefsiri

A‘lâ sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 19 âyettir. İsmini, Allah Teâlâ’nın birinci âyette geçen ve “en yüce, en üstün” mânasına gelen اَلْاَعْلٰى  (A‘lâ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/05/enam-suresinin-114-ayeti-ne-anlatiyor-195217-m.jpg
Enâm Suresinin 114. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اَفَغَيْرَ اللّٰهِ اَبْتَغ۪ي حَكَمًا وَهُوَ الَّذ۪ٓي اَنْزَلَ اِلَيْكُمُ الْكِتَابَ مُفَصَّلًاۜ وَالَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/05/enam-suresinin-104-ayeti-ne-anlatiyor-195200-m.jpg
Enâm Suresinin 104. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: قَدْ جَٓاءَكُمْ بَصَٓائِرُ مِنْ رَبِّكُمْۚ فَمَنْ اَبْصَرَ فَلِنَفْسِه۪ۚ وَمَنْ عَمِيَ فَعَلَيْهَاۜ وَمَٓا اَنَا۬ عَلَيْكُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/05/enam-suresinin-95-ayeti-ne-anlatiyor-195181-m.jpg
Enâm Suresinin 95. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ اللّٰهَ فَالِقُ الْحَبِّ وَالنَّوٰىۜ يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَمُخْرِجُ الْمَيِّتِ مِنَ الْحَيِّۜ ذٰلِكُمُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-92-ayeti-ne-anlatiyor-195159-m.jpg
Enâm Suresinin 92. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: وَهٰذَا كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ مُصَدِّقُ الَّذ۪ي بَيْنَ يَدَيْهِ وَلِتُنْذِرَ اُمَّ الْقُرٰى وَمَنْ حَوْلَهَاۜ وَ ...