# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | كَلَّا لَيُنْبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِۘ | |
Türkçe Okunuşu * | Kellâ(s) leyunbeżenne fî-lhutame(ti) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Hayır! Öyle zannetmesin! Mutlaka o Hutame’ye atılacaktır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Hayır! Andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Hayır; o, and olsun ki, Hutame'ye atılacaktır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hayır! Andolsun ki o, Hutâme’ye atılacaktır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hayır, andolsun ki, o hutame (cehennem)ye atılacaktır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hayır celâlim hakkı için atılacaktır o (tamuya) hutameye |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hayır, O, andolsun (hor ve hakîr) «Hutame» ye (tamuya) atılacak. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hayır! And olsun ki (o), Hutame'ye atılacaktır! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hayır, (malı onu kurtaramaz). Muhakkak o Hutame'ye (ateşe) atılacaktır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Yok yok öyle değil, elbette ki o Hutame'ye atılacaktır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Heyhat! Hiç kuşkusuz, o hutame'ye atılacaktır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | By no means! He will be sure to be thrown into That which Breaks to Pieces, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hümeze Sûresi 4. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ahzâb Suresi 70. Ayetinin Arapçası: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَقُولُوا قَوْلًا سَد۪يدًاۙ Ahzâb Suresi 70. Ayetinin Meali ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ اَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّم ...
Kur’ân-ı Kerîm’in kâmilen tahsîli için şu üç merhaleye riâyet edilmelidir: KUR’AN’IN TAHSİLİ İÇİN 3 MERHALE Doğru Bir Şekilde Yüzünden Okuma; Ti ...
İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...