Hicr Sûresi 68-72. Ayet Tefsiri


68-72 / 99


Hicr Sûresi Hakkında

Hicr sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 99 âyettir. İsmini 80. âyette geçen اَلْحِجْرُ (hicr) kelimesinden alır. Hicr, Sâlih (a.s.)’ın peygamber olarak gönderildiği Semûd kavminin yaşadığı bölgenin adıdır. Muhtemelen korunaklı bir bölge olması sebebiyle bu adı almış olabilir. Yalnız kelimenin Arapça aslında mâni olmak, mahrum etmek gibi mânaların olması, sûrenin ciddi bir ikaz taşıdığını da göstermektedir. Mushaf tertîbine göre 15, iniş sırasına göre 54. sûredir. 

Hicr Sûresi Konusu

Hicr sûresi, Resûlullah (s.a.s.)’in davetini kabul etmeyen, onu inkâr eden, hatta onunla alay edenleri ikaz ve tehditle başlar. Önceki peygamberlere de aynı tavrın sergilendiğini haber vererek Peygamberimiz (s.a.s.)’i teselli buyurur. Kur’an’ın ve onu tebliğ edenin ilâhî muhafaza altında olduğunu, netice itibariyle hakkın gâlip geleceğini müjdeler. Allah Teâlâ’nın gökte ve yerdeki bir kısım kudret ve azamet nişânelerine temasla yeniden dirilişin gerçekliğine işaret eder. Hz. Âdem ve İblîs kıssasını, Hz. İbrâhim, Hz. Lût, Eyke ve Hicr halkı kıssalarını hulâsaten anlatarak hak ile bâtıl arasındaki mücâdeleyi gözler önüne serer. Kur’an’ın ehemmiyetine, Resûlullah (s.a.s.)’in vazife ve mesuliyetine dikkat çekerek, son nefese kadar kulluk telkiniyle sözü tamamlar. 

Hicr Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada on beşinci, iniş sırasına göre elli dördüncü sûredir. Yûsuf sûresinden sonra, En‘âm sûresinden önce Mekke döneminde, müşriklerin Hz. Peygamber’e ve müslümanlara yaptıkları baskıların şiddetlendiği yıllarda nâzil olmuştur (bk. âyet 94). İbn Âşûr’a göre (XIII, 6) bi‘setin (Hz. Peygamber’e vahyin gelmeye başlamasının) dördüncü yılının sonunda inmiştir. 87. âyetin Medine’de indiği yolundaki bilgi itimada şayan görülmemektedir.

قَالَ اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ ضَيْف۪ي فَلَا تَفْضَحُونِۙ ﴿٦٨﴾
وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَلَا تُخْزُونِ ﴿٦٩﴾
قَالُٓوا اَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ الْعَالَم۪ينَ ﴿٧٠﴾
قَالَ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ بَنَات۪ٓي اِنْ كُنْتُمْ فَاعِل۪ينَۜ ﴿٧١﴾
لَعَمْرُكَ اِنَّهُمْ لَف۪ي سَكْرَتِهِمْ يَعْمَهُونَ ﴿٧٢﴾
Karşılaştır 68: Lût onlara şöyle dedi: “Bunlar benim misâfirlerim! Ne olur, beni mahcup etmeyin!”
Karşılaştır 69: “Allah’tan korkun ve beni rezil rüsvâ etmeyin!”
Karşılaştır 70: Onlar da: “Seni elâlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?” diye çıkıştılar.
Karşılaştır 71: Lût ise: “Eğer dediğinizi illâ da yapacaksanız, işte şunlar benim kızlarım, onlarla evlenin!” dedi.
Karşılaştır 72: Rasûlüm! Ömrüne yemin olsun ki, onlar şehvetten sarhoşlukları içinde sağa sola sarkıntılık edip duruyorlardı.

TEFSİR:

Lût (a.s.)’ın zora ve sıkıntıya girdiği husus şu idi: Melekler, Hz. Lût’un yanına güzel ve genç delikanlılar şeklinde gelmişlerdi. O, kavminin ne nispette sapık ve günahkâr olduğunu biliyor; gelen misafirlerin ise melek olduklarını bilmiyordu. Haberleri olduğu takdirde onların misafirlere nasıl davranacağından endişe ediyordu. Nitekim korktuğu gibi de oldu: Ahlâksız kavim, yakışıklı yabancıların şehre geldiklerini duyar duymaz, sevinçle Hz. Lut’un evine toplandılar ve ondan zevklerini tatmin etmek için misafirlerini vermesini istediler. Ne yazık ki onların içinden bu ahlâksızca işe ve bu büyük günaha karşı çıkan bir kimse bile olmadı. Bu durum onların, toplum olarak, bütün namus duygularını yitirdiklerini ve böyle ahlâksızca bir isteği açıktan söylemekten hiç bir utanç duymadıklarını göstermektedir. Onların bu densiz talepleri karşısında son derece zor durumda kalan Hz. Lût, yine de onlara doğru olanı söylemekten geri durmamış ve onlara, hem öz kızları hem de kızları mevkiinde olan kavminin kadınlarıyla meşrû bir şekilde evlenerek şehevî duygularını o şekilde tatmin etmelerini öğütlemiştir. Fakat azgın şehvetlerinin esiri olan ve şaşkınlıktan sağa sola yalpalayan o bedbahtların Hz. Lût’un bu öğüdüne kulak asacak halleri kalmamıştı. Taleplerinde daha da ısrar edince ilâhî azap kamçıları ucunu göstermeye başladı:[1]

[1] 72. âyetteki “Ömrüne yemin olsun ki” hitabı Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz’edir. Efendimiz’in yaşadığı ömür o kadar mübârek, şerefli ve kıymetlidir ki, Cenâb-ı Hak ona yemin etmiştir. Ondan başka hiçbir peygamberin hayatına yemin etmemiştir.

 

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-81-ayeti-ne-anlatiyor-199155-m.jpg
Enbiya Suresinin 81. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/butun-varligin-allahi-tesbih-etmesi-ne-anlama-geliyor-199160-m.jpg
Bütün Varlığın Allah'ı Tesbih Etmesi Ne Anlama Geliyor?

"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/peygamber-efendimizin-incildeki-ismi-nedir-199148-m.jpg
Peygamber Efendimiz'in İncil'deki İsmi Nedir?

"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-69-ayeti-ne-anlatiyor-199132-m.jpg
Enbiya Suresinin 69. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/adn-cenneti-nedir-199125-m.jpg
Adn Cenneti Nedir?

"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-46-ayeti-ne-anlatiyor-199120-m.jpg
Enbiya Suresinin 46. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...