# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِلَّا مَا شَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفٰىۜ | |
Türkçe Okunuşu * | İllâ mâ şâa(A)llâh(u)(c) innehu ya’lemu-lcehra vemâ yaḣfâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah’ın unutmanı dilediği müstesnâ. O, açık olanı da bilir, gizli kalanı da. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 6, 7. Sana (Kur'an'ı) okutacağız; artık Allah'ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Allah'ın dilediği bundan müstesnadır. Doğrusu açığı da, gizliyi de bilen O'dur. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ancak Allah’ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yalnız Allah'ın dilediği başkadır. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yalnız Allahın dilediği başka çünkü o açığı da bilir gizliyi de |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Allahın dilediği başka. Çünkü O, aşikârı da bilir, gizliyi de. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ancak (eğer isterse) Allah'ın (unutmanı) dilediği müstesnâ. Şübhesiz ki O, açık olanı da bilir, gizleneni de. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ancak Allah'ın (nesh edip de unutulmasını) dilediği müstesna... Çünkü O, aşikârı da bilir, gizliyi de... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Allah'ın dilediği müstesna, şüphe yok ki o, âşikâr olanı da bilir, gizliyi de. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Allah'ın dilediği müstesna. O açık olanı da bilir, gizli kalanı da. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Except as Allah wills: For He knoweth what is manifest and what is hidden. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'lâ Sûresi 7. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...