Ahkaf Sûresi 24-26. Ayet Tefsiri


24-26 / 35


Ahkaf Sûresi Hakkında

Ahkâf sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 35 âyettir. İsmini 21. âyetinde geçen ve “kum tepeleri” mânasına gelen اَلأحْقَافُ (ahkâf) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 46, iniş sırasına göre 66. sûredir.

Ahkaf Sûresi Konusu

Kur’ân-ı Kerîm’in ilâhî kelam ve Hz. Muhammed (s.a.s.)’in hak peygamber olduğunu bildirir. Bunlara inanıp istikâmet üzere yaşayanlar cennetle mükâfatlandırılacaklardır. Bunlara karşı gelenler ise, Hz. Hûd’a inanmayan Âd kavmi misalinde olduğu gibi, dünyada helak edilecekler, âhirette ise ebedî azaba uğrayacaklardır. Allah’a yaklaşmak üzere taptıkları putlar onlara hiçbir fayda sağlamayacaktır. Bu arada söz aile hayatına intikal ettirilerek ana babasına itaatkâr çocuklar övülürken, ana babasına isyan eden çocuklar zemmedilir. Sûrenin sonunda Kur’ân-ı Kerîm’i dinleyip hidâyete eren bazı cinlerin kendi kavimlerini uyarmaya gittikleri bildirilerek, inanmamakta ısrar eden insan kâfirlerine ibret dersi verilir. Her şeyin yaratıcısı Allah tek ilâhtır ve ölümden sonra insanları diriltecektir. Bunun için de sabır ve sebatla O’nun dinini yaşamak, yaşatmak ve tebliğe devam etmek gerekmektedir.

Ahkaf Sûresi Nuzül Sebebi

         Sûre Mekke’de Câsiye’den sonra, Zâriyât’tan önce gönderilmiştir. İbn Âşûr’un tesbitine göre (XXIV, 6) bu sûre, peygamberlik geldikten iki yıl sonra vahyedilmiştir.

فَلَمَّا رَاَوْهُ عَارِضًا مُسْتَقْبِلَ اَوْدِيَتِهِمْۙ قَالُوا هٰذَا عَارِضٌ مُمْطِرُنَاۜ بَلْ هُوَ مَا اسْتَعْجَلْتُمْ بِه۪ۜ ر۪يحٌ ف۪يهَا عَذَابٌ اَل۪يمٌۙ ﴿٢٤﴾
تُدَمِّرُ كُلَّ شَيْءٍ بِاَمْرِ رَبِّهَا فَاَصْبَحُوا لَا يُرٰٓى اِلَّا مَسَاكِنُهُمْۜ كَذٰلِكَ نَجْزِي الْقَوْمَ الْمُجْرِم۪ينَ ﴿٢٥﴾
وَلَقَدْ مَكَّنَّاهُمْ ف۪يمَٓا اِنْ مَكَّنَّاكُمْ ف۪يهِ وَجَعَلْنَا لَهُمْ سَمْعًا وَاَبْصَارًا وَاَفْـِٔدَةًۘ فَمَٓا اَغْنٰى عَنْهُمْ سَمْعُهُمْ وَلَٓا اَبْصَارُهُمْ وَلَٓا اَفْـِٔدَتُهُمْ مِنْ شَيْءٍ اِذْ كَانُوا يَجْحَدُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ۟ ﴿٢٦﴾
Karşılaştır 24: Derken azabın simsiyah bir bulut şeklinde belirip vâdilerine doğru yöneldiğini görünce: “Bu, bize yağmur yağdıracak bir bulut!” dediler. “Hayır! Bu, bir an önce gelmesini isteyip durduğunuz cezadır; içinde can yakıcı azap taşıyan bir rüzgârdır!”
Karşılaştır 25: O korkunç kum fırtınası, Rabbinin emriyle her şeyi devirip yerle bir ediyordu. Böylece, o zâlimlerin kumlar altında kalan harap olmuş evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu. Biz, günaha batmış inkârcı bir toplumu işte böyle cezalandırırız!
Karşılaştır 26: Halbuki onlara size vermediğimiz imkânları vermiştik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler lutfetmiştik. Fakat o kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. Çünkü onlar Allah’ın âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardı. Sonunda alay edip durdukları azap, kendilerini her taraftan kuşatıverdi.

TEFSİR:

Nihâyet bir gün Allah’ın azabını ufukta enlemesine yayılmış geniş bir bulut olarak gördüler. Bulut, vadilerine doğru ilerliyordu. Onu ilk planda yağmur bulutu sandılar, sevindiler. Oysa o bulut, çarçabuk gelmesini bekledikleri ve alay edip durdukları azap idi. O can yakıcı azabı içinde taşıyan ve üzerinden geçtiği her şeyi yıkıp deviren, yerle bir eden bir kasırga bulutu idi. Yedi gece sekiz gün devam eden bu kasırga ile Ahkâf bölgesi tamamen yıkıldı. Âd kavminin hepsi helak edildi. Evlerinin harabelerinden başka bir şey görünmez hale geldi. (bk. A‘râf  7/65-72; Hûd 11/50-60; Hakka 69/6-8)

Mâlik b. Dinar (r.h.)’in şu hâli ne ibretlidir:

Bir defasında yoluna bir dilenci çıktı, bir şeyler istedi. Bunun üzerine etrafa bir göz gezdirdi, kimsecikler yoktu. Sonra başını göğe kaldırdı; o sırada bir bulut üstünden geçiyordu. Titredi ve dilenciye şöyle dedi:

“- Biraz dur; şu bulut bir geçsin… Belki içinde taş vardır, başımıza yağar.” (Velîler Ansiklopedisi, I, 118)

O hâlde ey insanlar!
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-34-ayeti-ne-anlatiyor-199038-m.jpg
Enbiya Suresinin 34. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 34. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 34. Ayet Arapça: وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَۜ اَفَا۬ئِنْ مِتَّ فَه ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/nankorlugu-gideren-amel-199026-m.jpg
Nankörlüğü Gideren Amel

"Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rız ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-22-ayeti-ne-anlatiyor-199013-m.jpg
Enbiya Suresinin 22. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 22. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 22. Ayet Arapça: لَوْ كَانَ ف۪يهِمَٓا اٰلِهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتَاۚ فَسُبْحَانَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-7-ayeti-ne-anlatiyor-198988-m.jpg
Enbiya Suresinin 7. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 7. Ayet Arapça: وَمَٓا اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ اِلَّا رِجَالًا نُوح۪ٓي اِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/taha-suresinin-132-ayeti-ne-anlatiyor-198970-m.jpg
Taha Suresinin 132. Ayeti Ne Anlatıyor?

Taha suresinin 132. ayetinde şöyle buyrulur: Taha Suresi 132. Ayet Arapça: وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/felaha-erenlerin-namazi-198958-m.jpg
Felâha Erenlerin Namazı

"Kad efleha-l muminûn. (Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.)" -  Mü'minûn Sûresi 1. Ayet "Onlar namazlarında tam bir tevazu, teslimiyet ve ...