# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِنَّهُ عَلٰى ذٰلِكَ لَشَه۪يدٌۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-innehu ‘alâ żâlike leşehîd(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Buna hiç şüphesiz kendisi de şâhittir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8. Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu kendisi de bunların hepsine şahittir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hiç şüphesiz buna kendisi de şahittir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve kendisi de buna şahittir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve o kendi şâhiddir buna |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hiç şübhesiz O buna hakkıyle şâhiddir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz buna elbette kendisi de şâhiddir! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İnsan da, bu nankör oluşuna şahiddir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve şüphe yok ki o (insan) bunun üzerine (bu nankörlüğüne) elbette bir şahittir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Üstelik buna kendisi de şahittir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And to that (fact) he bears witness (by his deeds); |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Âdiyât Sûresi 7. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...