# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدّ۪ينِۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Femâ yukeżżibuke ba’du bi-ddîn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ey insan! Bütün bu delillerden sonra, artık hangi şey sana hesap ve cezayı yalanlatabilir? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Artık bundan sonra, ceza günü konusunda seni kim yalanlayabilir? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Öyleyken, sana dini yalan saydırtan nedir? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Ey insan!) Böyle iken, hangi şey sana hesap ve cezayı yalanlatıyor? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O halde sana dini ne yalanlatır? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O halde sana dîni ne tekzîb ettirir? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O halde (bunca delillerin huzuurundan) sonra hangi şey (haber verdiğin o ba's ve) ceza husuusunda sana yalan isnâd edebilir? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | O hâlde (ey insan), bundan sonra sana dîni (hesab gününü) yalanlattıran nedir? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O halde, (ey insan! Bunca deliller ortaya çıktıktan), sonra, seni, hesab gününü inkâra götüren ne? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O halde seni din hususunda bundan sonra kim tekzîp edebilir? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bundan sonra, ey insan, dini sana hangi şey yalanlatabilir? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Then what can, after this, contradict thee, as to the judgment (to come)? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tin Sûresi 7. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...